Immanuel Kant'ın Son Günleri kitaplarını, Immanuel Kant'ın Son Günleri sözleri ve alıntılarını, Immanuel Kant'ın Son Günleri yazarlarını, Immanuel Kant'ın Son Günleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Podcasti dinlemek için YouTube linki: youtu.be/6IGVjQHzXzg
Merhaba kitapçokseverler. Bu bölümümüzde Thomas de Quincey'in kaleminden, Alman felsefesinin kurucularından mantık ve metafizik profesörü Immanuel Kant'ın son günlerine tanıklık ediyoruz. Kant'ın gündelik yaşamı, ritüelleri ve alışkanlıkları üzerine sohbet ediyoruz.
Keyifli dinlemeleriniz olması dileğiyle.
okursohbetleri@gmail.com üzerinden görüş ve önerilerinizi bekleriz.
Sevgiler.
O yılın, yani 1802'nin baharında Kant'a biraz temiz hava almasını tavsiye ettim. Nicedir kapıdan dışarı adımını atmamıştı ve bu raddeden sonra artık yürümesi de söz konusu değildi. Ama at arabasıyla bir gezinti ve temiz hava onu canlandırır diye düşündüm. Baharın güzel havasına ve manzarasına güvendiğimden değil, zira bahar artık Kant'ın ilgisini
Sıklıkla, özellikle de sabahları, salt bitkinlikten koltuğunda uyuyakalırdı: O durumlarda, öne doğru yere düşerdi ve kendini kaldıramadan öylece yatardı, ta ki tesadüfen uşaklarından veya arkadaşlarından biri odaya gelene kadar. Sonrasında, ona, önden kavuşup tutturulan dairesel destekli bir koltuk konularak bu düşüşler engellendi.
Bu vakitsiz uyuklamalar onu başka bir tehlikeye daha maruz bıraktı. Kitap okurken başı sürekli mumlara düşüyor; taktığı pamuklu gece beresi anında tutuşup başında alev alıyordu. Bu ne zaman gerçekleşse, Kant büyük bir soğukkanlılıkla davranırdı. Acıya aldırmayıp bereyi başından çıkararak sessizce yere serer ve ayaklarıyla alevleri söndürürdü. Fakat bu son davranış, geceliğini alevlerle tehlikeli bir yakınlaşma içine sokunca ben, beresinin biçimini değiştirip mumları farklı şekilde yerleştirmeye ve yanında daima bir sürahi su bulundurmaya ikna ettim onu; böylece, öteki türlüsü onun için ölümcül olabilecek bir tehlikeye karşı çare buldum.
Alman felsefesinin kurucularından mantık ve metafizik profesörü
Immanuel Kant ’ın günlük hayatı vazgeçilmez rutinletini, sade duru, yalın dille yazılmış kısa tadımlık bir kıtab okuduk..
Immanuel Kant 1804 yılının yazında anı defterine bir şarkının sözlerini not almıştı. Şarkı, 2 ya da 3 gün eksik olduğu için insanların diğer aylara göre taşıdıkları yükün daha az olduğu “şubat” ayına dairdi. Şarkının sonuç kısmıysa dokunaklı bir vurgu içeriyordu:
“Ah şen şubat! İçinde en az acı, keder, hüzün ve kendini suçlama barındıran ay.”
Immanuel Kant'ın bilinmezliğine doğru kısa bır yolculuk oldu ..