Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Avrupa ve Ortadoğu'yu Şekillendiren Yıllar

İmparatorluk Oyunları

Norman Stone

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Enflasyon dışarı­dan bakıldığında oldukça kötü bir şeydir. Eğer biriktirdiğiniz paranın değerini bilmezseniz ve size ödenen paraya güvene­mezseniz dürüst ticaret geriler, mübadele yeniden hortlar ve bu durumdan yalnızca fahişeler ve soyguncular kârlı çıkar. Bankacılarsa bu ikisinin bir kombinasyonu haline gelir (Ber­lusconi'nin Corriera della Sera adlı gazetesinden, Berlusconi alışılmışın dışında şeyler yapmaya başladığında, ayrılan ünlü İtalyan editör Indro Montanelli, yaşlı büyükbabasının ölüm döşeğinde şu sözleri söyleyip öldüğünü anlatıyor: Dürüst bir insan fahişelerle bile işbirliği yapar ama asla ve asla bir ban­kacıyla yapamaz).
Sayfa 220 - Ketebe Yayınları 1. BaskıKitabı okudu
Papa'nın ülkesi Arjantin'de tek bir yerli yok; çünkü...
Arjantin İspanya' dan bağımsızlığını kazandığında yoğun bir yerli nüfusa sahipti. Günümüzde ise göstermelik küçük bir grup dışında, Latin Amerika'da yerli nüfusun bulunmadığı tek ülke Arjantin' dir.
Sayfa 107 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İngilizlerin planı Arap milliyetçiliğini destekleyerek Osmanlı İmparator­luğunda istikrarsızlığa sebep olmaktı; böylesi bir durumda Hindistan'daki İngiliz valisinin otoritesi Halifece desteklen­miş olacaktı zira yeni Halife adayı dönemin Mekke Şerifi Hüseyin'di -İngilizler Hüseyin'e 5 milyon Sterlin tutarında altın gönderdi (bu altınların çoğu iltica eden kabilelere da­ğıtılmıştı). Osmanlı İmparatorluğu 1517 yılında Mısır'ın fet­hiyle Halifeliği ele geçirmişti ve İngilizler yumuşak başlı bir kişilik vasıtasıyla bu unvanı yeniden ele geçirmenin Araplar tarafından epeyce destekleneceğine inanıyorlardı. Türklere karşı Arap isyanlarını desteklediler, Arabistanlı Lawrence da bu görevi memnuniyetle karşıladı. Derken bü­tün bunların bir hayal olduğu ortaya çıktı (sonradan bu hika­ye, tıpkı Cesur Yürek gibi içi boş bir tarihi anlatıyla çekilmiş meşhur bir filmin konusu olmuştur). Aslına bakılırsa çok az sayıda Arap subayı Osmanlı ordusunu terk etmişti. Hatta bir­ çoğu savaşın ardından Türklerin bağımsızlık mücadelesine bile katıldı. İngilizlerin Pan-Arabizmi karşısındaki büyük en­gellerden biri, savaş zamanındaki müttefikleri Fransa'ya belli bir imtiyaz verme zorunluluğuydu. Fransızlar Lübnan'da dü­zenlerini kurmuş, şimdi gözleri Suriye'ye çevrilmişti.
Sayfa 23 - Ketebe Yayınları 1. BaskıKitabı okudu
İmparatorlukların sizi zenginleştireceği farz edilir, fazla olan nüfusunuzu bu topraklara yollayabilirsiniz, burada yerli halkı sömürürken metropolünüz için ucuz hammadde tedarik edebilirsiniz, aynı zamanda esaret altındaki piyasayı da biçimlendirirsiniz.
Sayfa 21 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
İddiaya göre, Hitler 1939'da generallerine, tehdit olarak gö­rülen Polonyalılara zalimce davranmalarını ve eleştirilere kulak asmamalarını söylerken, "Ermenileri kim hatırlıyor?" demiştir. Bu alıntı, Washington'da yer alan Yahudi Soykırımı Anıtı'nda yer almaktadır. Ancak kaynağı o kadar şüpheliydi ki, savaştan sonra yapılan Nuremberg duruşmalarında yar­gıçlar bu alıntıyı delil olarak kabul etmeyi reddettiler. Benzer şekilde Amerikan Büyükelçisi Morgenthau'nun hatıraları da kabul edilmedi. Bu anılarda İttihat ve Terakki hükümetinin Ermenilere soykırım yapıldığını itiraf ettiği iddia edilmiştir. Ancak bu yazılar savaş zamanı propagandasıydı ve orijinal metin (Profesör Heath Lowry tarafından görülmüştür) bir Ermeni tarafından düzenlenmiş ve değiştirilmişti. Bu ünlü de­lil (Robertson en azından burada bizi zahmetten kurtarıyor), şimdilerde neredeyse bütün dünyaca sahte olduğu kabul edi­len 'Andonyan belgeleri' ile geldi.
Sayfa 103 - Ketebe Yayınları 1. BaskıKitabı okudu
İngiltere, ünü dünyaya yayılmış zengin bir devletti ve icat­larda da öncüydü. Sanayi devrimi İngiltere'de başlamıştı. Bu ülkenin gerçekleştirdiği ihracat, dünya ticaretinin yarısına tekabül ediyordu. O zamanlar bu fikre karşı çıkan pek çok insan bulunsa da, İngiltere devasa bir imparatorluk kurmanın eşiğindeydi. Herbert Spencer ve John Stuart Mili tüm dünya­ da okunuyordu. Avrupa'da aynı formülü biz de uygulayalım diyen pek çok sayıda Anglofil vardı.
Sayfa 208 - Ketebe Yayınları 1. BaskıKitabı okudu
Reklam
1914 Anglo-Alman savaşının patlak vermesinin görünürdeki sebebi Almanya'nın İngiltere'nin koruması altındaki taraf­sız Belçika'yı işgal etmesidir. Elbette bu olayda hatalı taraf Almanya'dır, yine de bu 1 milyon İngiliz askerinin ölmesine değer miydi? Bu soru, şimdilerde başlamakta olan 100. yıl an­malarının üzerine gölge gibi çöken bir sorudur. Belçika, İngi­lizler için gerçekten de önemliydi çünkü donanmasını burada konuşlandıracak bir düşman Londra ve İngiliz ticareti üzerin­de büyük bir tehdit meydana getirecekti ve mevcut durumda bu tehdidin adı Almanlardı. Almanlar ultra-modern bir savaş filosu oluşturmuştu ve asıl amaçları tüm dünyaya yayılmış bulunan ve İngiliz Kanah'nı güçlü bir şekilde savunmaya hazır Kraliyet Donanması'nı tehdit etmekti. Yeterince açık bir şekilde ortaya konan amaç­ları İngilizleri buyruklarına uymaya zorlamaktı. Bu girişim hezimetle sonuçlandı çünkü İngilizler daha evvelinde Fransa ile deniz savunmasına ilişkin bir anlaşma imzalamıştı. Hatta bir adım daha öteye gitmiş ve Fransa'nın müttefiki Rusya ile de ittifak kurmuşlardı.
Sayfa 116 - Ketebe Yayınları 1. BaskıKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.