Yılmaz Güney ağuştos 1980’de imralı’dan yazdığı mektubunda;
“bütün koşu atlarını dinlendirirler ve onlara özel itina gösterirler. ama biz, hep koşmak zorundayız.. terimizi de koşarken soğutacağız üstelik.. burada bunalıyorum artık.
ıvır zıvır işler beni boğuyor..” diyordu.
‘bunalma, boğulma’ gibi tanımlar, kendisi hakkında çok ender kullandığı tanımlardır.