Hani bazen, "İnsan bu kadar saçma şeye nasıl inanır" diye kendimize sorarız ya, işte bu kitap o saçma şeylere nasıl inanıldığının yanıtını veriyor.
Günlük, paranormal ve dinsel inançlarımızın atalarımızın alet yapımı sırasında edindiği neden-sonuç ilişkisine dayandığını söyleyen kitap tarih ve coğrafyalara göre değişen oldukça geniş inanç yelpazesi sunuyor. Avrupa'da ortaçağ boyunca akıl hastalarının içine şeytan kaçtığına inanılması, bazı çocukların hastalıkların yaramazlık yaptıkları sonucu ortaya çıkmasına inandıkları ya da gibi örnekleri sunuyor.
Olayların nedenlerini anlamak isteyen insanların edindikleri inançları, mülkiyetleri ya da vücutlarının bir uzantısı gibi görüp sahiplendikleri onların eleştirilmesi ya da kaybedilmesini uvuz kaybı gibi anlayabileceklerini belirtiyor. İnançların, iyi anlaşılamayan olayların 'anlaşılmasına' yarayarak kişinin öz saygısını arttırması gibi psikolojik nedenlere de değiniyor.
Dini inanışların, çevreye daha iyi uyum sağlamaya yardımcı olan (adaptif)olgular olduğuna inanmamın iki nedeni var: Önemli olaylara açıklama sunuyorlar ve sıkıntılarla baş edebilmek için dua yöntemini getiriyorlar. Bu tür inanışları olanlar, yaşamla daha başarılı biçimde mücadele edebilmişlerdir ve evrim onları bu nedenle seçmiştir.
Dinsel inanışların kısmen de olsa genlerimiz tarafından belirleniyor olması olasıdır. Nedensel inanışlar edinme gereksiniminden doğarlar. Aklımız ise beynimizin nasıl çalışacağını belirleyen genlere bağlı olarak biçimlenir. Genetik evrim ile kültürel tarih arasında son derece sıkı bir bağ vardır ve gen-kültür evrimi, dinsel inanışları olan toplumlar yaratmıştır.
Bir ateistten böyle bir kitap beklemezdim anlatmak istediklerine çok güzel anlatmış tamamen saygı çerçevesinde ve kitapta şu iki sözü çok beğendiğimi söylemeden edemeyeceğim:
*Din günlük yaşamın sıkıntıları arasında anlam ve değer bulma çabasıdır.
*Doğru olduğu varsayımı herhangi bir temele dayanmıyorsa, bir önerme doğru kabul edilemez.