Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İnka'nın Ölümü

Luis Mizón

İnka'nın Ölümü Gönderileri

İnka'nın Ölümü kitaplarını, İnka'nın Ölümü sözleri ve alıntılarını, İnka'nın Ölümü yazarlarını, İnka'nın Ölümü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Her şeyin ötesinde, budalalık bir tanıdır; kendimize ilişkin hiç değişmeyecek bir öngörü, yenilgilerimizin erken itirafıdır.
Her şeyin bir zamanı vardır, kendi kişiliğini daha iyi tanımak, hatta kendi portresini çizmek için bile. Neden? Öyle işte…
Reklam
“Yaşam, ölümden daha tuhaf bir şey, çok, çok daha tuhaf.”
144 syf.
6/10 puan verdi
Canım kitap severlerim kitabımız eski ancak hiç inceleme yoktu karalayayım birşeyler dedim naçizane... Şilili yazarımız Luis Mizön'un ilk romanı. Hani şu Arjantin e deniz yüzü göstermemek için denize paralel kurulan şirin Latin Amerika ülkesi. Yazar bu romanda, yarı soylu, yoksulluğa düşmüş bir aileden gelen Gabriel'in öyküsünü anlatığı söyleniyor. Ben buna pek inanamadım bir şeyler anlatmış ama ben anlamadım. Ülkede 1400 yıllarında hüküm sürmüş ve vahşice İspanyollar tarafından yerlerinden edilen İnkaları alt metinde anlatılmaya çalışılmış. Bölgeyi, tarihi, inkaları, yerlileri araştırmadan kitabın anlaşılır olacağını pek zannetmiyorum. Karışık iç içe geçmiş duygularla bezenmiş kitap. Şaka gibi başlayan, gerçek mi, düş mü olduğu anlaşılmayan, düşsel ve karmaşık anlatı, Latin Amerika'nın yıkıntılarla ve kanla yoğrulmuş yazgısı hakkında yazarın şiirsel düşüncelerini içeriyor. Kitapla kalın canım kitap severlerim. Ankara Uğur Mumcu Parkı (2022/7/14)
İnka'nın Ölümü
İnka'nın ÖlümüLuis Mizón · Can Yayınları · 20008 okunma
Gözyaşlarınız içinizi yıkar
Sayfa 8 - Can yayınları 1997 çeviri Erhan Büyükakınca
"Şans" demişti Bartolomé, "mutsuzluklara alışmaktır."
Reklam
İnsan, dirilmeden de yaşayabilir, hatta gömülüyken konuşabilir.
Sayfa 102Kitabı okudu
O gece yaşamış olduğu seyler, onu anlatılamaz bir dünyanın öğesine dönüştürmüştü; bu dünya onu anlık yitip gidişin duvarlarına, gecenin ve Rimac'ın merkezine, sarhoş ya da ölü olarak sürükleyecekti. Gabriel, otelden çıktığında, kesin bir amacı olmadan, gidip gelmeye karar vermişti; tuttuğu yol, değişimin yolu oldu.
O bir serüvenci değildi, hiçbir şey değildi; yapmakta olduğu şeyi yapmak istiyordu yalnızca, yaşamak, hiçbir öyküye, hiçbir yoruma inanmadan düşünmek. Boş bir kafayla. Her şeyi kendi deneyimleriyle öğrenmeli, bütün cahilliği, meraklılığı, yüreğinde kalan birazcık duygu ile.
İlginç olan, çatlakları ve canavarlarıyla, bizi adım adım denize, göğe, adalara, uçurumlara götüren yolu bulmak. Böylece yaşamıma, benim diye bildiğim bu saçma mirasa, düşler taşıyan parçalarıma bir yön verebilirsem eğer.
Reklam
"Yaşadıklarımın öyküsünü yazsaydım, adını Bir Hayaletin Öyküsü koyardım," diyor Gabriel, "çünkü bir hayalet ancak bu biçimde, bedensiz, acı çekebilir."
40 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.