Din ve ahlak dogmalarını dillerinden düşürmeyen çoğu kişi gibi yineleyip durduğu iş ve inançlara çocukluğundan beri bilincinde olmaksızın öyle alışmıştı ki şu güne kadar hiçbirinin anlamını bilmeden büyümüştü.
"... annesiyle babası bütün dindarlar gibi, garip bir körlüğe saplanarak, Tanrı'yı hem evrenin hakimi yerine koyarlar hem de O'nun herhangi bir kötülük, yanılgı ve acıyla ilişkisi olabileceğini kabul etmezlerdi.
Bu kez de gene bu felaketi başka bir nedene bağlayacaklardı: Her yerde hazır ve nazır olan Tanrı'nın mutlak gücüne karşın, insanları sürükleyip baştan çıkartabilen habis, kurnaz, iki yüzlü bir etken arayacaklar ve bunu en sonunda, insan yüreğinin sapıklık ve yanılgılarında bulacaklardı."
Din ve ahlak dogmalarını dillerinden düşürmeyen çoğu kişi gibi yineleyip durduğu iş ve inançlara çocukluğundan beri bilincinde olmaksızın öyle alışmıştı ki şu güne dek hiçbirinin anlamını bilmeden büyümüştü.