Norm ve Norm Dışı Cinsellik Farklar, Nedenler, Öneriler
İnterseks - Hermafrodit ve Eşcinsel
Zeki BayraktarSözler ve Alıntılar
Psikiyatri adeta eşcinselliği azaltmak için değil arttırmak için çalışıyor. Eşcinsellik konusunda bilimsel tıbbi bir disiplin gibi değil dogmatik bir camia gibi davranıyor. Amerikan Psikiyatri Derneği tarafından domine edilen ve güncel psikiyatriyi belirleyen tek taraflı görüşler psikiyatri tarafından bilimsel mutlak verilirmiş gibi sunuluyor. Bunların bilimsel tutarlılığını tartışmak mümkün olamıyor. Aksini söyleyen psikiyatristler dışlanıyor. Kendi çabalarıyla seslerini duyurmaya çalışan psikiyatristlerin önüne engeller çıkarılıyor. Sonuç itibariyle bilim sosu ile sunulan politik görüşler sanki mutlak bir konsensüs ile elde edilen bilimsel gerçeklermiş gibi takdim ediliyor. Oysa bunları sorgulayan bunlara itiraz eden psikiyatristler de var ama seslerini yeterince duyuramıyorlar. O halde bu cesur psikiyatristlere yardımcı olmak seslerini duyurabilmek için çaba sarf etmek her şeyden önce bir tıp mensubu olarak bizim de bir görevimizdir
Sonradan Lezbiyenlik
Böyle bir yönelimde kötü bir evlilik deneyimi, travmatik bir boşanma ve bir erkek tarafından hırpalanma-örselenme gibi kadının ruhsal olarak öfkelenmesine neden olan haller önemli bir rol oynar.
Nitekim Dr. Fitzgibbosen'e göre duygusal olarak narin olan, sevgi ve şefkat ihtiyaçları karşılanmamış kadınlar, kötü bir evlilik veya boşanma yaşarlarsa sürüklendikleri hayal kırıklığı ve yalnızlığın etkisiyle lezbiyen ilişkilere yönelebiliyorlar. Böyle kadınlar, hayatları boyunca lezbiyenlik ile heteroseksüellik arasında pek çok kez gelgit yaşarlar. Böylesi bir değişkenlik kadınlarda erkeklere göre çok daha yaygındır.
Sayfa 149Kitabı okudu
Carl Gustav Jung-Eşcinsellik
Eşcinsellik, Jung'a göre de olgunlaşamamadır. Hatta bir tür çocuk[su]luktur. Yetişkin dünyasına adım atamamaktır. Ona göre bu
duruma genç erkeğin yaşadığı anne ile ensest korkusu, bu korkunun diğer kadınlara uzanması ve evlilik vs. gibi yükümlülüklere karşı duyulan çeşitli korkular da eşlik edebilir.
Sayfa 63 - Jung, https://1000kitap.com/kitap/maskulen--30505 , s.58-61Kitabı okudu
Freud'a göre erkek ve kadın eşcinselliğinin gelişimi farklılık gösterir; ona göre erkek eşcinselliğinin nedeni, güçlü bir baba figürünün bulunmayışı ve annenin aşırı duyarlılığıdır. Kadın eşcinselliği ise; kız çocuğunun fallik dönemde iken babasına karşı geliştirdiği duygularla ilişkilidir. Babasına karşı annesini kıskandığı için hayal kırıklığı yaşayan kız çocuğu, bunun bir sonucu olarak babadan ve kendi kadınsılığından uzaklaşır ve kendisini bir erkek figürle tanımlar.
Sayfa 62Kitabı okudu
"Babalar, oğullarınıza sarılın,Siz onlara sarılmazsanız oğlunuza bir gün başka bir adam sarılacaktır."
Psikolog Dr Dean Byrd
Sayfa 134Kitabı okudu
Eşcinsellik genetik, organik veya hormanal bir bozukluk değil psikoseksüel bir bozukluktur.
Sayfa 18Kitabı okudu
Transseksüalite, cinsel kimlik bozuklugunan noktasıdır. Nitekim, transseksüellik, ülkemizde de kullanılan Uluslararası Hastalık Sınıflama [ICD-10] sisteminde "F.64 Ensel Kimlik Bozuklukları” başlığı altında ve "F.64.0." koduode Henir [Transsexualism]. Psikiyatrik bir tanı olarak ilk kez 1980'de yayımlanan Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı[DSM]-III'de listelenmiştir. DSM-IV'te "cinsel kimlik bozukluğu" olarak belirtilen transseksüalite, “çocukluk çağı, adolesan ve yetişkin cinsel kimlik bozukluğu” şeklinde ayrı olarak ele alınmıştır. Transseksüalite, 2000 yılından itibaren kullanılan DSM-V'te de "cinsel kimliğinden yakınma/hoşnut olmama" şeklinde tanımlanmakta ve “çocuklarda cinsel kimliğinden yakınma" ve gençlerde ve erişkinlerde cinsel kimliğinden yakınma" şeklinde iki farklı kategoride incelenmektedir.7