Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Mehdi'yi Beklerken

İran

Selin Çağlayan

İran Sözleri ve Alıntıları

İran sözleri ve alıntılarını, İran kitap alıntılarını, İran en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kişi psikolojik bağlamda kendinin bilincine vararak işe başlamalı, dış dünyadakileri ve sosyo politik maskeli olanların farkına varabilmek için önce kendi içindeki putları keşfetmelidir.71
“Anladığım kadarı ile sona doğru gidiyorum. Kendimde ihtiyarlık ve zayıflığı daha çok hissediyorum. Bu durumum beni kafesten çıkmaya zorluyor. Buna girişince de kanatlarım kırılıyor vücudum kan ve yara içinde kalıyor, nefesim kesilerek düşüyorum. Duvarlar daralıp, tavanlar alçalıp pencereler sıkıştırdıkça, kaygan bir çukura düşmüş bir karınca gibi oluyorum. Dertler çok ağırlaşmış, benim harikulade gücüm tahammül edemez olmuş, dert tanelerini toplamak için sabrım kalmamış ve yine iç dünyamın dışında her şey, bir takım hederler, siyahlıklar, kirlilikler, kötülükler, facialar, musibetler, düşüşler, harabeler, sel, deprem, kıtlık, kölelik, yabancılık, kendinden kopmalık, vesvese...
Reklam
İngiltere Büyükelçiliği bir nota vererek, komisyonun millileştirme önerisinin yasal olmadığını belirtir. İmtiyaz 42 yıl daha uzatılırsa AIOC, yüzde 50-50 pay oranını müzakereye hazırdır. Ertesi gün Meclis, millileştirme yasasının hazırlanması için komisyonun süre isteğini kabul eder. 8 Nisanda yeni Başbakan Hüseyin Ala, İngiliz notasını reddeder.
İsmaililer için yeryüzü, cehennemin ta kendisiydi. Bu nedenle de, şeyhlerinin emri üzerine kendilerini feda etmekten çekinmezlerdi, çünkü daha iyi bir hayata doğacaklarına ya da Tanrıya ulaşacaklarına inanırlardı.
Sabbah’ın Selçuklulara niçin düşman olduğu konusunda da iddialar çeşitlidir. Bir dönem, ünlü sadrazam Nizam-ül Mülk’ün yardımı ile sarayda görevlendirildiği ancak sonra Sabbah’ın sadrazamlığa oynaması ya da büyük güç kazanması sonucu aralarının bozulması nedeni ile sultanın (Melikşah) gözünden düşürülerek sarayı terk etmek zorunda kaldığı iddialardan birisidir.
Sayfa 43
Dolayısıyla bu süre içersinde Necef’te yaşananları bilmeden bugünkü Ortadoğu’yu ve özellikle İran, Irak ve Lübnan’da ortaya çıkan İslamcı hareketleri anlamak mümkün değildir.
Reklam
İnsan neye sahip olursa, daha fazlasını ister. Yerlerin ve göklerin bütün güçlerine de sahip olsa, tatmin olmaz; ona güven ve huzur verecek tek şey Allah’ın adını içinden ve kalbiyle anmasıdır
Millileştirme yasasını durdurmak için, adamları Sayed Ziyayı başbakanlığa getirme planları da, dünyanın şaşkın bakışları altında, Fars siyaset sanatını büyük bir ustalıkla icra etmeye başlayan Musaddık tarafından engellenecektir.
Rıza Şah’ın 1933’teki karşı çıkışı ve sonra boyun eğişinden beri kimse AlOC’ye kafa tutmamıştır. Eleştiriler etkili yöntemlerle engellenmiş, sonunda kendi propagandalarına inanır hale gelmişlerdir.
Washington’un devreye girmesinden önce, İran’daki olumsuz atmosferi ,“İç politika ve açgözlülüğün ürünü oryantal bir milliyetçilik” olarak nitelendiren Foreign Office (İngiliz Dışişleri Bakanlığı), güçlü bir İranlı liderin tüm bu sorunların üstesinden geleceği düşüncesindedir. Ama kuşkusuz kafalarındaki lider Musaddık değildir ve petrolün millileştirilmesi önerisi ile dalga geçmektedirler.
Reklam
Bir Amerikan uzmanlar heyeti İran’ın kaynaklarını araştırmaya başladı. Bir ekip orduyu düzenliyordu. General Norman Schvvarzopf (Çöl Fırtınası Harekâtının komutanı Norman Schvvarzopf’un babası S.Ç.) jandarmayı organize ediyordu. Maliye ve Sağlık Bakanlıklarının 2’şer Amerikalı danışmanı vardı. İran’a 60 milyon dolar tutarında “saldırı amaçlı olmayan” silah verilmişti.
“Teşkilat-ı Mahsusa’nın İran-Kafkas bölgesindeki önemli eylemcilerden biri Ömer Naci idi. İkinci Meşrutiyet ilan edilmeden önce İran’da meşruti bir rejim için çalıştı, çetecilik yaptı, tutuklandı.
Ancak bu, Musa el Sadr’ın kişiliği hakkındaki tartışmaları engellememektedir. Çoğunlukta olan hayranlarına göre, ileri görüşlü bir siyaset dehasıdır, muarızları ise onu maniple etmeyi seven, sahtekâr bir siyaset ustası olarak nitelerler. Zamanla ilişkilerinin gerginleştiği Filistinli yetkililerden bazıları tarafından ise CIA’nın adamı olmakla suçlanmıştır.
Veysel Başçı, Şii ulemanın siyasi gücünün kaynağı konusunda ilginç bir yorum getirir. Buna göre, Şii halkın güncel sorunlarını çözmek için ulemaya başvurması ve önerileri doğrultusunda davranması, başka bir deyişle devletlerin aksine halkla doğrudan temas halinde olması, İran’ın son iki yüzyıllık tarihinde ulemayı sarayın ve aydın sınıfın sahip olmadığı denli büyük bir siyasi güce kavuşturmuştur.
İsmaililer 874’den, 1256’ya kadar Ortadoğu’da son derece etkin oldular. O denli ki, 1164 yılında, İsmaili İmamı 2. Hasan, Ramazan ayının ortasında şeriatı kaldırdığını ilan etti, oruç ve namaz gibi ibadet zorunluluklarını da sona erdirdi. Oğlu, İmam 2. Muhammed de bu sistemi sürdürdü.
100 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.