O gün iyice anlamıştım, Yusuf Agâh’ın gözlerinde benim için diğer tüm evrenlerden sıyrıldığım kusursuz, dertsiz, sıkıntısız bir dünya gizliydi. İçeriye davetlinin tek benim olduğum, mutlu eden bir evren. O da böyle hissediyor muydu?
Bakıştığımızda gözlerini hiç çekmiyordu, hissetmese bakar mıydı öyle içli içli?
Sayfa 316