İşaret Sözleri ve Alıntıları
İşaret sözleri ve alıntılarını, İşaret kitap alıntılarını, İşaret en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aslında aklımızla anlamaya çalışmak hatası bizi bize mahkûm eder. Kalbimizle bakabilsek sezgi, basiret gözümüz açılır. Bu yüzden aşk aklın çalışmadığı bir lütuf
olarak verilmiş sanki…
Yanmadan pişmiyor insan, ham kalıyor. Acı çekmeden olgunlaşmıyor. Düşünmüyor sorgulamıyor. Ama her anın şükredilmesi gereken bir lütuf olduğunu bu yanmalar sayesinde anlıyor. Acıyla yönelirken artık şükürle, hamdla yöneliyor Allah'â. Çünkü ona bahşedilen her AN'ı bir lütuf, bunu fark ediyor.
Savaş Allah’la şeytan arasında değil, âdemle şeytan arasında…
Jan Dark (Jeanne d’Arc)
Azrail ona sordu:
“Binlerce insan senin de vasıta olman yüzünden öldü… Değdi mi savaş uğruna
yaptıklarına? Nereden biliyordun Tanrı’nın senin savaşmanı istediğini?”
Dark cevap verdi:
“Biliyordum… Çünkü Tanrı bana işaret yolladı…”
“Nasıl bir işaret?” dedi Azrail.
“Bir gün kiliseye dua etmeye giderken yolda o ana dek gördüğüm en güzel kılıcı
Tüm mesele biraz düşünmek ve araştırmak. Hayatı yavaşlatmak, hakikate
odaklanmak. Dışarıda görünen gölge oyununun değil içeride yer alan “kendinin”
peşine düşmek…
“Ezber edilmiş” değil “öğrenilmiş” sevgiler yaşayın…
Böyle doğan “hakiki sevgi” sizi önce kendinizle buluşturur…
“Kor” olmakla “kör” olmak arasında iki nokta var…
İkiliğe düşen kör olur…
İkilikten kurtulansa kor…
Hz. Mevlana ne demiş:
"Suya düşen değil, sudan çıkamayan boğulur..."
Sayfa 16Kitabı okudu
Okudukça hayretim artıyor...
Nobel ödüllü Alman fizikçi Max Planck,”Bütün maddenin kaynağı, hakikati ve varoluşu atom parçacıklarını titreştiren ve ufak bir güneş sistemi gibi onları bir arada tutan, üstün bir güce dayanır… Bu gücün arkasındaysa büyük bir bilinç ve zekâ içeren bir akıl olduğunu kabul etmeliyiz. İşte bu akıl tüm maddenin matrix’idir…” der.
Ve aynı zamanda Planck, maddenin “gördüğümüz şekilde” var olmadığını ifade eder.
Bu anlatım Kuran’la verilen bilgilerle inanılmaz derecede örtüşen bir anlatım… Nasıl mı?
Artık bilimsel olarak kanıtlanmış olan şu ki, biz “eşyaları” “hakiki” halleriyle görmüyoruz.
Beynimiz algıları aracılığıyla o eşyayı kendi “yorumu” suretiyle “okuyor” yani algılıyor.
Bu Planck’ın ve artık pek çok fizikçinin söylediği bir şey. Biz eşyayı algıladığımız şekliyle yorumluyor ve onu öyle görüyoruz. Ancak eşyanın hakikati o şekilde değil.
Mesela bir elmayı algılayabilmemiz için beynimizde suret olarak bir elma algısı var.
Dışarıda o eşyanın enerjisel yapısını beynimiz kendi bilgi tabanındaki elma bilgisiyle eşleştirip elmanın resmini beynimiz içinde oluşturuyor.
Algıladığımız her şey böyle. İnsanların dahi bütün resmini görmediğimizi ve beynimizin bu resmi tanımladığını biliyor muyuz?
Sayfa 198Kitabı okudu
Ama insan beyni biliyorsunuz koştuğunu düşünmek suretiyle bedeninde koşmanın sonucu oluşan etkiler, acı çektiğini düşündüğünde bedeninde yanma olabilen bir yapıya sahip. Her gerçeklik atfettiğimiz olay aslında bir hayaldir. Gövdeden ayrılan ruh gibi.