Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İşittiklerim Gördüklerim Bildiklerim

Münevver Ayaşlı

İşittiklerim Gördüklerim Bildiklerim Sözleri ve Alıntıları

İşittiklerim Gördüklerim Bildiklerim sözleri ve alıntılarını, İşittiklerim Gördüklerim Bildiklerim kitap alıntılarını, İşittiklerim Gördüklerim Bildiklerim en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
...bizde tahsil ile kültürü birbirine karıştırırlar, tahsili olan adamda kültür de var zannederler, halbuki bu ikisi, yani tahsil ve kültür birbirinden o kadar başka, o kadar ayrı şeylerdir ki...
Sayfa 151Kitabı okudu
Zira eskiden, Türk terbiyesinde hiç övünülmez ve övünmek ayıp sayılırdı. Halbuki şimdi övünmek talim bile ettiriliyor.
Reklam
Allah hiçbir milleti, kaba saba, kültürsüz, idraksiz, cahil idarecilerin eline koymasın, zira izmihlâl muhakkak...
Sultan Abdülaziz Han, cedd-i alası Yavuz Sultan Selim Han'a belki en çok benzeyen bir padişah idi.
Şurasını da kayıt etmeden geçmiyelim ki, bundan, yani Lozan Konferansı'ndan en aşağı 40 sene, belki de İngilizlerden evvel, Sultan Abdülhamid Han, petrolün ehemmiyetini idrak etmiştir. Sultan Abdülhamid'i devirmelerine Siyonizm ve Filistin meselesi kadar, Musul, yani Irak petrolleri de amil olmuştur. Siyonist ve İngiliz menfaatleri beraber yürümüş ve gayelerine ulaşmışlardır. Öyle anlaşılıyor ki, petrolün ehemmiyetini idrak edenin ömrü az ve etmeyenin ömrü çok oluyor.
Reklam
Büyük Şair Yahya Kemal Beyefendi
Yahya Kemal Bey, Nedim' den sonra, belki Nedim kadar ve belki de Nedim' den çok İstanbul şairi. Şiire İstanbul şairliği ile başlayan Yahya Kemal, sonraları bütün bir memleketin, hudutları ta Viyana kapılarında olan bir memleketin şairi ve bütün tarihimizin şairi olmuştur.
Yalnız din, devlet ve millet aleyhine olan işlerde, en ahmâk ittihadcı bile bir dahî kesiliyordu.
Sayfa 93 - Timaș YayınlarıKitabı okudu
Hakikati bilip de söylememek veya yazmamak affedilir şey değildir. Hele hatırat bırakmamak, korkaklığı mezara kadar götürmek demektir.
Sayfa 16 - Timaș YayınlarıKitabı okudu
Türkleri sevmiyordu, İslâm tasavvuf kültürünü en iyi bilen bir insan olmasına rağmen, Tasavvufta Hâcegan sınıfını, Hazreti Mevlânâ’yı, Hacı Bektaş-ı Veli’yi, Yunus Emre’yi, Hacı Bayram Veli’yi, Şabanı Veli’yi, velhasıl Horasan’dan gelen ve Anadolu’da mekân tutan, Anadolu’da yatan bütün büyük Velileri Ahmed-i Yesevî Hazretleri, dahil olmak üzere hiç birini ya bilmiyor, veya bilmemezlikten geliyordu. Massignon için yalnız Bağdat’ta ve Endülüs’te yetişen Veliler vardı. Şüphesiz Bağdat ve Endülüs ne büyük, ne azametli Veliler yetiştirmiş, fakat Türkistan ve Anadolu Evliyalarını da bilmemezlikten gelmek ve sadece Hallac-ı Mansur ve Şeyhül Ekber ibni Arabi ile yetinmek, insanda bir boşluk bırakıyordu. İbnü'l-Arabî’nin, Anadolu’ya geldiğini, bir Türk Hanımı ile evlendiğini, ondan bir oğlu olduğunu ve yetiştirdiği en büyük, belki tek hâlifesinin de bu mübarek Hatunun ilk zevcinden olan oğlu Sadrettîn-i Konevî Hazretleri olduğunu unuturlar, kasten unuturlar. Halbuki Endülüs ve Şam kadar Anadolu ve Konya’nın da Şeyhül Ekber’in hayatında yeri vardır ve hiç olmaz ise, onlar kadar vardır. Mösyö Massignon, bir gün derste Kur’an-ı Kerim’de geçen «Ye’cüç ve Me’cüç» lerin Türk olduklarını alenen ve ders olarak takrir verdi. Beynim atmıştı, bu sefer, ben onu kapıda bekledim ve yakaladım, sordum: — Evet, dedi, bunu İslâmiyet! kabul etmeden evvelki Türkler için söyledim, Türkler İslâmiyet'i kabul ettikten sonra böyle bir şey mevzu-u bahis olamaz ve fakat, dedi, İslâmiyet'ten uzaklaşırlarsa yine «Ye’cüç - Me’cüç» olurlar, bunu da iyi bilsinler ve dikkat etsinler, dedi ve sözünü kesti.
Sayfa 171 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Zira, bizde tahsil ile kültürü birbirine karıştırırlar, tahsili olan adamda kültür de var zannederler, halbuki bu ikisi, yani tahsil ve kültür birbirinden o kadar başka, o kadar ayrı şeylerdir ki...
Sayfa 139 - Timaș YayınlarıKitabı okudu
Bizim masada, şeref misafiri, Büyük Millet Meclisi Reisi; Kâzım Paşa (Özalp), İtalya Büyükelçisinin eşi Madame Aloisi, Çekoslovakya Elçisi Monsieur Kobre, Ruşen Eşref bey (daha sefir olmamış, mebus), evsahibi Macar Elçişi Tahy ve fakiriniz. Ziyafet güzel tertip edilmiş, yemekler biribirinden nefis, Budapeşte’den gelen bir Tzigan orkestrası da
Sayfa 115 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Hatırat Edebiyatı
Yusuf Ziya Ortaç merhum, küçük fakat kıymetli, Portreler adlı eserinin takdiminde diyor ki: "Batı'da zengin bir hatırat edebiyatı vardır. Biz bu yönden de züğürtüz. Hatıralarını yazmış padişah, vezir, serdar tanıyor musunuz?" Evet diyemeyeceğimiz kadar az, değil mi?
Sayfa 9 - Timaş Yayınları, 3. Baskı, Nisan 2014
Lozan Sulhu'ndan sonra, hükümet erkânı ile arası pek iyi olmasına rağmen, Hayım Naum Efendi'nin: -Bu memlekete ve bu millete çok kötülük ettim, artık aralarında yaşayamam, deyip, kendi isteği ile Mısır Hahambaşılığına gitmesi... Hayım Naum Efendi'nin, kendisinin bile itiraf ettiği bu fenalıklar acaba neler idi?
Çok insan anlayamaz eski mûsikîmizden Ve ondan anlamayan bir şey anlamaz bizden.
Sayfa 165 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
63 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.