Gözleri doldu, içindeki acı öyle büyüktü ki onu şuracıkta öldüreceğine hiç şüphesi yoktu. Ama ölmedi, içindeki fırtına her kasını, her eklemini güçsüz bırakarak yavaş yavaş dindi.
Gözyaşlarının içine aktığını hissedebiliyordu. Gözlerinden akmıyorlardı, daha derinlerden, içinin derinliklerinden geliyorlardı. Öyle güçlüydü ki midesi ve ciğerleri ağrıyordu.
Onlara yardım edecekti. Her kim olursa olsunlar, güvenli bir yere ulaşabilmeleri için elinden geleni yapacaktı. Bunu yapmazsa çocuklara nasıl örnek olabilirdi ki?