Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslam Dininden Çıkaran Ameller

Ebu Basir Et-Tartusi

İslam Dininden Çıkaran Ameller Sözleri ve Alıntıları

İslam Dininden Çıkaran Ameller sözleri ve alıntılarını, İslam Dininden Çıkaran Ameller kitap alıntılarını, İslam Dininden Çıkaran Ameller en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yaratılmışlardan Yardım İstemek
Bu, insanlar arasında en fazla yayılmış olan küfür sebeplerindendir. İnsanlardan çoğu, güzel bir şey yaptığını zannederek bu ameli işlemektedir. Bu nedenle insanların bu konuda uyarılması öncelikli görevlerden biridir. Sadece Allahu Tealâ’nın güç yetirebileceği bir konuda, mahlûkattan yardım istemek ve medet ummak, kişiyi dinden çıkaran bir
Sayfa 213 - ŞEHADET YAYINLARI
Hüküm ve kanun koyma, sadece Allah’a aittir. Allahu Tealâ şöyle buyurur:
“Hüküm ancak Allah’ındır. O, doğruyu haber verir ve O, ayırt edenlerin en hayırlısıdır.” (En’am/57) “Hüküm ancak Allah’ındır. O kendisinden başkasına ibadet etmemenizi emretmiştir.” (Yusuf/40) “O, kimseyi hükmüne ortak kılmaz.” (Kehf/26) “Yoksa onların Allah’ın izin vermedği şeyleri kendilerine dinden şeriat yapan ortakları mı vardır? Eğer ayırdedici söz olmasaydı, muhakkak aralarında hüküm olunmuştu bile. Doğrusu zalimler için can yakıcı bir azab vardır.” (Şura/21)
Sayfa 72 - ŞEHADET YAYINLARI
Reklam
Allahu Tealâ’nın Şeriatını Başka Kanunlarla Değiştirmek
Bu, Allahu Tealâ’nın indirdiği hükümlerin tamamını veya bir kısmını terkedip, beşeri kanunlar ile hükmetmek, bu kanunları Allahu Tealâ’nın şeriatından üstün görmek ve kullar üzerine bu kanunları ilzam etmektir. Bu fiil, her yönüyle büyük küfürdür ve bunu yapan kişi, nass ve icmayla tekfir edilir. Allahu Tealâ’nın indirdiğini mücerred olarak terkeden kişi hakkında söylenenlerin, bu kişi hakkında da söylenmesi caiz değildir. Zira Allahu Tealâ’nın indirdiğinin mücerred olarak terkedilmesinin kısımları arasında küfür olmayan küfür hükmünde olanı da bulunmaktadır. Bunun delili Allahu Tealâ’nın şu ayetidir: “Onlar hala cahiliye (devrinin) hükmünü mü istiyorlar? Yakin sahibi (hakka kesin iman eden) bir toplum için, kimin hükmü Allah’ın hükmünden daha güzel olabilir?” (Maide/50)
Sayfa 59 - ŞEHADET YAYINLARI
Sözün İmandan Sayılması:
Sözden kastımız, dil ile Kelime-i Tevhid’in ikrar edilmesidir. Sözün imandan ve onun şartlarından sayıldığının delillerinden birisi, Resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem), amcası Ebu Talib’e söylediği şu sözüdür: “Ey Amca! Allah’tan başka ilah yoktur de, ben de bununla sana kıyamet gününde şahitlik edeyim.” Bunun üzerine Ebu Talib şöyle cevap verdi: “Kureyş beni ayıplayarak, Ebu Talib’i buna ancak korku sevketti demese, bunu söylerdim.”4 Ebu Talib, “La ilahe illallah” demeye yanaşmadı. Bunun üzerine Allahu Tealâ şu ayetleri indirdi: “Muhakkak ki sen sevdiğini hidayete erdiremezsin. Fakat Allah dilediğine hidayet verir ve O, hidayet bulanları daha iyi bilir.” (Kasas/56) “Kendilerine onların gerçekten çılgın ateşin arkadaşları oldukları açıklandıktan sonra –yakınları dahi olsa- müşrikler için bağışlanma dilemeleri peygambere ve iman edenlere yaraşmaz.” (Tevbe/113)
Sayfa 17 - ŞEHADET YAYINLARI
Amelin İmandan Sayılması:
Birçok nass, amelin imandan sayıldığına delalet etmektedir. Allahu Tealâ’nın şu sözü, bu nasslardandır: “Allah imanınızı zayi edecek değildir.” (Bakara/143) Buradaki imandan kasıt namazdır. Allahu (Subhanehu ve Tealâ), namazı -ki bu ameldir- iman olarak isimlendirmiştir. Kurtubi (rahimehullah) şöyle der: “Allah imanınızı zayi edecek değildir.” Yani namazınızı. Görüldüğü gibi burada niyet, söz ve ameli kapsadığından dolayı namaza “iman” adı verilmektedir. İmam Malik şöyle demiştir: Ben bu ayet-i kerime vesilesiyle Mürcie’nin; namaz imandan değildir şeklindeki sözlerini hatırlıyorum (da böyle bir sözü nasıl söylediklerine şaşıyorum).” (Tefsiru Kurtubi, 2/157.) Ebu Hureyre’den rivayet edildiğine göre, Resulullah’a (sallallahu aleyhi ve sellem), hangi amelin daha faziletli olduğu soruldu. Bunun üzerine Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Allah’a ve Resulüne iman.” (Buhari) Görüleceği üzere Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) imanı, amellerin en üstünü olarak isimlendirmiştir. Yine Resulullah’tan (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “İman altmış küsur veya yetmiş küsur şubedir. Bu şubelerin en üst şubesi “Lailahe illallah” sözü, en alt şubesi ise yolda eziyet veren şeyleri kaldırmaktır. Haya ise, imandan bir şubedir.” (Muslim, Ebu Hureyre’den (radıyallahu anhu) rivayet etmiştir)
Sayfa 19 - ŞEHADET YAYINLARI
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), "Ben, insanların kalplerini açmakla ya da onların karınlarını yarmakla emrolunmadım" dedi ve sonra gitmekte olan o adama bakarak şöyle buyurdu: "Bu adamın sülalesinden öyle bir kavim çıkacaktır ki, Allah'ın kitabını okuyacaklar, fakat (okuduklan) gırtlaklarından öteye geçmeyecek. Okun avı delip geçtiği gibi dinden çıkacaklar. Eğer onlara yetişirsem, Semud kavminin öl- dürüldüğü gibi onları öldürürdüm."(Müslim)
Reklam
!!!! Meşru Olmayan Tevessül:
Bu ise, bir kişinin duası ile değil, bizzat o kişinin zatı ile tevessülde bulunmaktır. Bu tevessülün, kendisi ile tevessülde bulunulan kişinin huzurunda, gıyabında veya ölümünden sonra olması arasında fark yoktur. “Allahım, sana filanla (onun zatını kastederek) tevessülde bulunuyoruz” veya “Allahım, filanın hakkıyla ya da filanın senin yanındaki
Sayfa 203 - ŞEHADET YAYINLARI
Allah İçin Düşünün İbret Alın !!!!!!
“Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.” (Maide/44) “Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir.” (Maide/45) “Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.” (Maide/47)
Sayfa 61 - ŞEHADET YAYINLARI
1- İtikadın İmandan Sayılması:
Kalbinde imanı olmayan kimsenin, zahiri olarak bir takım amelleri işliyor olsa dahi kâfir olup dinden çıktığı konusunda bütün ilim ehli ittifak halindedir. Allahu Tealâ şöyle buyurur: “Münafıklar sana geldiklerinde: “Biz gerçekten şehadet ederiz ki, sen kesin olarak Allah’ın elçisisin” dediler. Allah da bilir ki sen elbette, kendisinin elçisisin. Allah, şüphesiz münafıkların yalan söylemekte olduklarına şahidlik etmektedir. Onlar, yeminlerini bir siper edinip Allah’ın yolundan alıkoydular. Doğrusu şu ki onlar, ne kötü şey yapmaktadırlar. Bunun sebebi, onların önce iman edip sonra inkâr etmeleridir. Bu yüzden kalpleri mühürlenmiştir. Artık onlar hiç anlamazlar.” (Münafikun/1-3)
Sayfa 15 - ŞEHADET YAYINLARI
İbnu’l-Kayyim şöyle der: “Şirk çeşitlerinden biri de, ölüden bir şeyler istemek, ona sığınmak ve ona yönelmektir. Bu, tüm alemin şirkinin aslı niteliğindedir. Ölmüş olan kimsenin ameli kesilmiştir, o kendine zarar ve fayda veremediği gibi, kendisine sığınan ya da kendisinden Allah katında şefaat isteyen kimseye de yardım edemez. Bu, ölüye sığınan kimsenin şefaat eden ve şefaat olunan konusundaki cehaletini gösterir. Muhakkak Allah’ın izin vermediği kimse şefaat edemez. Allahu Tealâ, başkasının istemesini izni için sebep kılmamıştır. İzin vermesinin nedeni ancak tam bir Tevhid’dir. Bu müşrik ise, izni men edecek bir sebep ile gelmiştir. Ölmüş olan kişi, kendisine dua edilmesine muhtaçtır. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), Müslümanların kabirlerinin yanından geçtiğimizde onlara merhamet etmesi Allah’a dua etmemizi, onlar için afiyet ve bağışlanma istememizi emretmesi bu nedenledir. Müşrikler ise bunun tersini yaparak, kabirleri ibadet maksadı ile ziyaret etmektedirler. Kabirlerini, kendisine ibadet edilen birer put haline getirdiler. Onlar, ölüler ve Allah’ın veli kulları ile Allahu Tealâ’ya şirk koştular. Bunu yapmakla kendilerinden razı olunacağını zannettiler. İnsanlara bunu emrettiler. Her zaman ve her yerde, peygamberlerin düşmanı oldular. Bu müşriklere icabet eden nice insanlar bulunmaktadır.” (Kitabu’t-Teysiru’l-Aziz fi Şerhi Kitabi’t-Tevhid, 230)
Sayfa 216 - ŞEHADET YAYINLARI
20 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.