You can find İslam Dünyasının Yükseliş ve Çöküşleri quotes, İslam Dünyasının Yükseliş ve Çöküşleri book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
İbn Haldun bize, Ebu Hanife'nin (vefat tarihi 150) hadisleri esas almadığını veya son derece titizlikle kullandığını söyler (ayrıca Ebu Hanife'nin 17 hadisi sahih bulduğunu, kendisinin vefatından sonra gelen Ahmed ibn Hanbel'in ise 30 bin hadis kaydettiğine dikkat çeker).
Hz. Peygamber'in en yakın sahâbilerinden biri olan Hz. Ömer halife olduğu zaman, iktidarın sosyal adaleti hâkim kılmasının mümkün olmadığı kıtlık döneminde el kesme cezasının uygulanamayacağını düşünmüştür.
Aynı anlayışa bağlı olarak en-Nesai ile Ebu Davud şu hadisi rivayet ederler:
Abbad bin Şurahbil anlattı: Baba tarafından dedem ve ninemle Medine'ye geldim. Bir buğday tarlasına girdim. Birkaç başak koparıp onların tanelerini çıkardım. Tarla sahibi geldi. Elbiselerimi aldı ve beni dövdü. Peygamber'e gidip kendisini şikayet ettim. Peygamber onu getirtti. Peygamber ona, "Niçin böyle davrandın?" diye sordu. O da. "Ey Allah'in Resulü , bu adam benim tarlama girdi, başakları kopardı ve onların tanelerini ayırdı" cevabını verdi. Bunun üzerine Peygamber şöyle buyurdu: "O cahildi , sen onu eğitmedin! O açtı, sen onu doyurmadın! Elbiselerini geri ver!" Daha sonra Allah'ın Elçisi bana bir ölçek buğday verdirdi.
"Tevhid" basit bir olgu, yani bir tek Allah'ın var olduğu hükmü değildir. Bir taahhüttür, ilhamını hayatımızın bütününden alan bir davranış prensibidir.
.. Bundan böyle şeriat ; hırsızlık, miras, ve kadının yeri ve durumuyla ilgili birkaç ayetin lafzi yorumuna indirgenecektir. Halbuki bunlar o prensiplerin kendilerine uygun bir cevap verdiği belli bir tipteki toplumlara yönelik özel durumlardı...
"Mukaddes Kitab'ın (ayet veya ayetlerinin) zahiri anlamı, aklımızı kullanarak elde ettiğimiz neticelere ters düşüyorsa eğer, kutsal metnin tevil edilmesi, yani onun remizlerinin çözülüp bulunması gerekir."
İlâhî kanun, yani şeriat, bütün iman sahiplerini birleştirir. Yedinci yüzyılın ve o dönem Arabistan'ının bir yaşamasını yirminci (yirmi birinci) yüzyılın insanlarına dayatmaya kalkışmaksa, Kur'ân aleyhinde sahte ve itici bir görüntü veren bir bölme ve ayrıştırma gayretkeşliğidir. İslâm'a karşı işlenen bir cinayettir.
İslam elbette bir veya pek çok toplumda ete kemiğe bürünecek ve kendini gösterecektir, yeter ki insan o diri gönüllerden ve o canlı kalplerden birisi olmayı yürekten istesin!