"İslam felsefesi, önce Helenistik kaynaklara ve Yunan-Hint etkilerini birleştiren İran kaynaklarına dayanarak doğduğu, sonra Arapça`dan Latince`ye geçmek suretiyle Batı Ortaçağ`ını etkilediği düşünülecek olursa, bu felsefeyi Akdeniz geleneğinin bir halkası gibi görme zorunda olduğumuz anlaşılır. Ortaçağ`ın büyük Hıristiyan filozofları bu etkiden faydalanarak ve onu eleştirerek sistemlerini kurmuşlardır. Fakat yeni tetkikler bu etkilerin modern düşünceye (mesela Pascal ve W.James`e) kadar uzandığını gösterdiği gibi, sosyoloji ve tarih felsefesinin önderi sayılan İbn Haldun da ancak son zamanlarda Batı`da geniş ölçüde ilgi çekmeye başlamıştır. Böyle bir manüelde yalnız İslâm felsefesini kaynakları ve etkileri ile birlikte Batı düşüncesinin bir halkası gibi ele almak ve "filozoflar" diye sınırlanmış kadroyu mümkün olduğu kadar aşmakla yetineceğiz."