İçinde yaşadığımız dünyayı olduğu gibi görebilmek için,onu ilk defa görüyormuş gibi bakmak gerekir.Çünkü alışkanlıklarımız,etrafımızdaki olağanüstülükleri görmemize engel olmaktadır.
Kur’an her yönüyle eşsiz bir kitaptır. Bu yüzden onu okumanın, anlamanın, yorumlamanın da kendisine has yöntemleri vardır. Bu yöntemlere riayet etmeksizin, beşer eliyle yazılmış herhangi bir kitaba başvurur gibi Kur’an’ı okumaya teşebbüs etmek, yanlış veya eksik anlamalara ve dinde önemli hatalara yol açabilir. Gerçi Kur’an bizzat kendisinin de ifade ettiği gibi her şeyi açıklayan bir kitaptır. Ancak onun kendisine mahsus açıklama tarzı ve üslupları vardır; bunlara aşinalık ise başlı başına uzmanlık isteyen ve tefsir ilimlerinin doğuşuna kaynaklık eden bir alandır.
İçinde yaşadığımız dünyayı olduğu gibi görebilmek için, onu ilk defa görüyormuş gibi bakmak gerekir. Çünkü alışkanlıklarımız, etrafımızdaki olağanüstülükleri görmemize engel olmaktadır.
Her varlık, kendisi için hazırlanan manevi bir kalıptan çıkmışcasına bir şekil ve ölç ü içinde vücuda gelir. Bu manevi kalıba kader diyoruz. Kader, varlıkların hem mekan, hem de zaman içindeki durumlarını beraberce kapsar. Kaderin belirlediği şeyin vücuda gelişi ise kaza olarak adlandırılır.
Yaratılan her şey,anlamlı ve bir amaca yönelik şekilde yaratılır. Ölümün de bir amacı vardır. Yeryüzü nasıl bahar mevsiminde tekrar dirilmek üzere ölürse, insan da bir başka alemde dirilmek üzere ölür.