Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslâmda Resim Yasağı ve Sonuçları

Mazhar Şevket İpşiroğlu

İslâmda Resim Yasağı ve Sonuçları Sözleri ve Alıntıları

İslâmda Resim Yasağı ve Sonuçları sözleri ve alıntılarını, İslâmda Resim Yasağı ve Sonuçları kitap alıntılarını, İslâmda Resim Yasağı ve Sonuçları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İslâm inancına göre hakikat "Söz"de belirmişti. Bu yüzden söz sanatının İslâm dünyasında yeri büyüktü ve bu dönemde Arap ve Fars dillerinde yazılan zengin bir edebiyat gelişmişti. Resim sanatı kitaba girmekle geliştirebileceği yeni bir hayat alanı buluyor ve bu tarihe kadar ilişki kuramadığı İslâm düşüncesine açılıyordu. Sanatçılar başta ürkek davranıyorlar Harirî'nin "Makamat'ı" ve "Kelile ve Dimne" gibi halk arasında sevilen ve tutulan birkaç eseri resimlendirmekle yetiniyorlar. Fakat hal böyle de olsa resim sanatı bu yoldan İslâm düşüncesinin yaratıcı güçleri ile bir bağlantı kurabiliyor ve İslâm sanatına mal edebileceğimiz tabiattan uzak soyut bir resim türü ortaya çıkıyor.
Yky
İslâm resmi diyebileceğimiz bir tasvircilik ancak geç Abbasiler Devrinde Bağdat Okulu diye tanımlanan eserlerde ortaya çıkıyor. Emeviler devrinde yapı süslemesi olarak uygulanan resim bu devirde kitap resmi oluyor . Yapı sanatı ile ilişkisinin kesilmesi şüphesiz resim sanatı için bir kayıptı fakat 9. yy.'da hadis ve fıkıh bilginlerinin yorumlarıyla resim yasağı kesinleştikten sonra İslâm dininin yerleştiği topraklarda resim sanatının yapı dekorasyonu olarak gelişebileceği düşünülemezdi.
Yky
Reklam
Eğlence, lüks ve israf bugün bile Doğu'da üst sınıflara tanınan bir ayrıcalıktır.
Sayfa 22 - Yapı KrediKitabı okudu
Müslümanlıkta resim İslam dininin esaslarıyla bağdaşmadığı için yasaklanmıştır. Tanrı ile dünya, Batı resim sanatının birbirine sıkı sıkıya bağlanan bu iki temel konusu, İslam inancına dayanacak olan bir sanatın dışında kalıyordu.
İslam sanatçısının yolu soyutlama yoludur, gerçeği gerçek olarak tanımlayan ne varsa resimlerinde ortadan kalkar; gölge-ışık, perspektif gibi, nesnelere relief kazandıran ve onları mekanda göstermek için uygulanan tüm anlatım araçları silinir; sadece renkler ve şemalar kalır.
Aslında ruh-beden ayrımı yapan Hıristiyanlıkta, resme tapma diye bir şey yoktu. Ruh ölümsüzdü; beden, ölümsüz ruhu kısa bir süre barındıran bir kalıptı. Hıristiyanlar bir varlığın tasvirinde sadece bu kalıbı gördükleri için tasviri putlaştırmıyor, ona tapmıyor, putla resmi kesinlikle birbirinden ayırıyorlardı.
Reklam
Canlı varlıkların resmi yasaklanmakla İslam dünyasında tabiatçılık yolu resme kapanmış oluyordu. Gerçi ruhu olmayan varlıkların hareketsiz olan (bitkiler bunlar arasına giriyordu )tasvirinde bir sakınca görülmüyordu. Fakat bunlar soyut nakış olarak resme girebiliyorlardı. Kur'ân dilinde yaratma (berea) ve biçim verme (savvara ) aynı anlama geldiği için yaratılan varlıkların benzerini tasvir Allah'ı taklit sayılıyor ve benzetmecilik yoluna gidilmiyordu.
Yky
İslâm'ın ilk yıllarında resim yasağı henüz yürürlüğe girmez. İslâm İmparatorluğu'nun kuruluş yıllarında fethedilen yeni ülkelerde yüzyıllar boyunca kökleşmiş resim gelenekleri ile karşılaşılmıştır. Emevi halifeleri bu gelenekleri ortadan kaldırmaktansa yeni dinin ün ve gücünü dört yana duyurmak için bunlardan yararlanma yoluna gidiyorlar. Bu devirde yaptırılan camilerde naturalist bir anlayışla uygulanan duvar dekorasyonları yer alıyor av köşklerinin ve hamamların duvarlarında insan figürleri ne hatta çıplak kadın resimlerine bile rastlıyoruz. İslâm öncesi geç Helenistik ve Sasâni sanat geleneklerinin etkisi altında yapılmış olan bu resimlerde İslâm düşüncesine bağlanabilecek hiçbir özellik görünmüyor.
Yky
İslâm dini resim yapmayı yasaklar. Gerçi Kur'ân'da tasviri Tevrat'ta olduğu gibi açıkça yasaklayan bir boyutta karşılaşmıyoruz. Kur'ân'ın bu konuyla ilgili ayetlerinde sadece Cahiliye Devri'nin Gelenek ve göreneklerine bunların arasında da puta tapmaya değinilmektedir fakat İslamlığın doğduğu tarihlerde resim bir puttu ve put anlamına gelmeyecek bir resim yoktu bu nedenle Kur'ân'da putlar için söylenilenler resim için de geçerli sayılmış ve sonradan hadiste, canlı varlıkların resimlerini yapanlardan kıyamet günü hesap sorulacağı ve bunların cezalandırılacağı açıklanmıştır.
Yky
Dünya insanı, gölgeleri hakikat sanır. Bilge bunların gölge olduğunu bilir. Fakat gölgeyle gölgesi düşen arasında bir ilişki vardır.
Reklam
"Ne yukarıda gökte, ne aşağıda yerde, ne de yerin altında suda bulunanın resmini yapma, onlara tapma ve hizmet etme. Çünkü ben, senin Efendin ve Tanrın, kıskanç bir Tanrıyım." Tevrat, (Çıkış 20, 4).
Moğollar devrinde ilk resimlendirilen yazma Şehname'dir. Kökleri İslamlık öncesi zamanlarına kadar giden İran'ın bu ulusal kahramanlık destanı IX. yy sonlarında, Firdevsî'nin şiir diliyle, İran edebiyatının baş eseri olmuştu.
İslam dini resim yapmayı yasaklar. Gerçi Kuran'da tasviri, Tevrat'ta olduğu gibi açıkça yasaklayan bir buyrukla karşılaşmıyoruz. Kuran'ın bu konuyla ilgili ayetlerinde, sadece Cahiliye devrinin gelenek ve göreneklerine, bunların arasında da puta tapmaya değinilmektedir (Sure 4, 116; Sure 5, 92; Sure 39,17). Fakat İslamlığın doğduğu tarihlerde resim puttu ve put anlamına gelmeyecek bir resim yoktu. Bu nedenle Kuran'da putlar için söylenilenler, resim için de geçerli sayılmış ve sonradan Hadis'te, canlı varlıkların resimlerini yapanlardan Kıyamet Günü hesap sorulacağı ve bunların cezalanacağı açıklanmıştır (Buhari, Libas 89, 2).
Kuran'da tasviri, Tevrat'ta olduğu gibi açıkça yasaklayan bir buyrukla karşilaşmiyoruz. Fakat İslamlığın doğduğu tarihlerde resim puttu ve put anlamına gelmeyecek bir resim yoktu.
18 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.