Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslam'dan Neden Korkuyorlar

Cevdet Said

İslam'dan Neden Korkuyorlar Gönderileri

İslam'dan Neden Korkuyorlar kitaplarını, İslam'dan Neden Korkuyorlar sözleri ve alıntılarını, İslam'dan Neden Korkuyorlar yazarlarını, İslam'dan Neden Korkuyorlar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Öyleyse haydi onlar için arabalar ve buzdolapları üretelim. Onlara hemen oyunlar ve akıllarına gelebilecek her türden eğlenceler sunalım. Ta ki, düşünmek ve üretmek akıllarına gelmesin(!)
Üçüncü açı, bizim medeniyetimizdeki bilinçtir. Yani, insanın güçlü ve silahlı olduğu için kendisini güvende hissetmesi yerine, zalim olmadığı için kendisini güvende hissedeceği bilincidir.
Reklam
Cezayir'deki görevi sırasında kusur işlediği gerekçesiyle mahkemeye çıkarılan bir Fransız general şöyle söyler: "Belirlediğiniz amaçlara ulaşmamı benden nasıl beklersiniz? Bir halk düşünün ki, onlardan birisinin gırtlağına bastığımız halde onun gönlünden geçen tek düşünce, hala kendi mesajını Fransa'nın kalbine ulaştırmak olsun..."
Kur'an'ın (yeniden) dirilişi de onu kutsal saymakla değil, niçin kutsal saydıklarını ve kendilerine niçin indirildiğini bilmeden saygı göstermekle değil, anlaşılmakla olacak.
Müslümanlar, ilk çıktıklarında taşıdıkları “ahlaka” geri dönerlerse, daha önce yayıldıkları hızın aynısıyla yayılırlar. Çünkü bu boş dünyanın, onların medeniyet ruhunun önünde durmaya gücü yetmeyecektir.
Sayfa 103 - Marmaduke PickthallKitabı okudu
128 syf.
·
Puan vermedi
·
24 günde okudu
Allah'ın Dünyasında Allah'ın Dediği Olana Kadar
İSLAM'DAN NEDEN KORKUYORLAR? Müslümanlar her şeyden önce iki şeyi iyi bilmeleri gerekir; 1. Doğru İslam Tarihi 2. Kur'an'ın mesajı ve emir ayetleri "Allah'ın emri (kesin olarak) geldi; artık onda acele etmeyin..." (Nahl, 16/1). Bunu anladığımızda, yalnızca bunu anlayıp yaşadığımızda uyanmış olacağız.
İslam'dan Neden Korkuyorlar
İslam'dan Neden KorkuyorlarCevdet Said · Beyan Yayınları · 201638 okunma
Reklam
Öyleyse haydi onlar için (müslümanlar) arabalar ve buzdolapları üretelim. Onlara hemen oyunlar ve akıllarına gelebilecek her türden eğlenceler sunalım. Tâ ki, düşünmek ve üretmek akıllarına gelmesin. Yoksa (İngiliz siyasetçi, William Ewart) Gladstone ustamızın 20. yüzyıl başlamadan hemen önce uyardığı duruma düşeriz. Şöyle demişti: "Müslümanların taşıdığı şu Kur'an var olduğu sürece, Avrupa Doğu üzerinde egemenlik kuramayacak, kendine bağladığı yerlerde güvende olamayacaktır."
Çözüm yolu anlamaktır. Çözüm, insanı ve tarihi sağlam bir idrakle 'anlamamız'dır.
Bilginin tadına varmak bile kalpleri rahatlatır.
Sebebi ne olursa olsun bu korku geçecektir. Hem de yalnızca insanı tanımamızla, insan gerçeğine ulaşmamızla, kâinata hakim sistemi tanımamızla geçecek. O zaman insanın kalbinde korku kalmayacak, insan gönlü doygunluğa erişecek. Çünkü gönüller Allah'ı anmaya başladıklarında doygunluğa erişirler. Aynı gönüller, Allah'ın dışevrensel ve içevrensel ayetlerini kavrayarak ve O'nun bilgisine ulaşarak da doygunluğa ulaşırlar. "De ki, hiç bilen lerle bilmeyenler bir olur mu?" (Zümer, 39/9).
Reklam
Diyaloğun dili sertlik olunca, hegemonik bir dil olunca, alaycı bir dil olunca ve bu alaycı dil karikatür alaycılığına (!) dönüşünce, bütün bunların bir sonucu olarak onlar bizimle alay etmeye devam edecekler. Biz ise "Bir kavim, diğer bir kavimle alay etmesin..." (Hucurat, 49/11) ve "Biz bu günleri insanlar arasında döndürür, dururuz..." (Âl-i İmran, 3/140) gibi değerlerimize sarılmaya devam edeceğiz. Hem bize gönderilenin geçmiştekinden daha değerli olduğunu da bilerek: "Şüphesiz bu Kur'an en doğru yola götürür..." (İsra, 17/9)
Biz Müslümanlar olan biten hakkında bilgilenip meseleyi anladığımızda gönül rahatlığıyla, kendilerine "veto hakkı" tanımış olan Batı medeniyetinin eksikliği hakkındaki duygularımızdan emin olabiliriz.
Gibb ve Toynbee "İnsanlık âleminin birleşeceği varsa, bunun Müslümanların katkısı olmadan sağlanamayacağını, çünkü insanlar arasında tam eşitliği savunan en olgun düşüncenin İslam'da mevcut olduğunu..." belirten yazılar yazdılar.
Evet, Müslümanların bölük-pörçük olduğu doğrudur. Ancak büyük bir çağrı olan "Tevhit mesajını" taşıdıklarının da farkındalar. Müslümanın içinde bulunduğu uyuşukluk ve önündeki sis bulutları ona kristal bir görüntü vermeyip "Tevhit" hakkında onu bazen yanıltsa da durum değişmemektedir.
Bizzat çağımızda, 20 yıl kadar önce büyük güç güç olan Sovyetler Birliği dağıldığında, "Şimdi İslam'ın da önünü kesmeliyiz." demeleri, aramızdaki bu tarihsel rekabetten kaynaklanıyordu.
30 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.