Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslamın Temel Esasları

Ahmed Hulûsi

İslamın Temel Esasları Gönderileri

İslamın Temel Esasları kitaplarını, İslamın Temel Esasları sözleri ve alıntılarını, İslamın Temel Esasları yazarlarını, İslamın Temel Esasları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İkrah ile vâki olan amelde dinin vadettiği sevap bulunmaz; rıza ve hüsnü niyet bulunmayınca hiçbir amel ibadet olmaz.
Sayfa 22 - *ikrah : zorlamaKitabı okudu
Eğer sen, “benliğinin var olmadığını” anlarsan; “var” sandığın benliğinin, şartlanmalardan ve kendi zannından ileri geldiğini çözersen; vücudunun, “yok”tan var olmuş bir “yok” olduğunu kavrarsan; o zaman varlıkta her bir zerrede var olan “TEK” varlığın “ALLÂH” olduğunu idrak edersin. “NE YANA DÖNERSEN VECHULLÂH KARŞINDADIR (Allâh Esmâ’sının açığa çıkışıyla karşı karşıyasın)!” (2.Bakara: 115) Âyetinin sırrı açılır... O zaman, düşman, kötü, abes, çirkin kalkar; her biri ayrı bir gayeyle var olmuş güzel ve mükemmeller kalır... Diken ayrı güzeldir, kaktüs ayrı güzeldir, gül, karanfil ayrı ayrı güzeldir senin gözünde!..
Reklam
kesinlikle bilelim ki, para karşılığı yapılan hiçbir çalışmanın “İslâm Dini”nde yeri yoktur! Parayla, ne “Kur’ân” okutturabilirsiniz; ne “hatim” indirtebilirsiniz; ne de ölmüş kişilerin “namaz” veya “oruç” borçlarını ödetebilirsiniz! Kesinlikle bilelim ki; Kur’ân ve Rasûlullâh açıklamaları kökenli “İslâm Dini”nde belirtilen ibadetler arasında, ne “mevlid”; ne de ölünün namaz-oruç borçlarını kapatmak için yapılan “ıskat ve devir” törenlerine yer vardır! Bunları yapıyorsanız, kesinlikle biliniz ki, sadece kendinizi tatmin ediyor; bu arada bazı kişilerin de bu bahaneyle geçimine yardım ediyorsunuz! PARA ÖDENDİĞİ İÇİN YAPILAN; PARA ALINMADIĞI TAKDİRDE DE YAPILMAYACAK OLAN, HİÇBİR FİİLİN İSLÂM DİNİ’NDE KESİNLİKLE YERİ YOKTUR!
İslâm Dini’nde “mevlid” diye bir ibadet mevcut değildir! “Mevlid”, Hz. Rasûlullâh Efendimiz (aleyhisselâm)’ın âhirete intikâlinden yüzlerce yıl sonra, O’nu övme amacıyla yazılmış bir şiir olup; bu şiirin gazel havasında okunmasının da ibadet olması, elbette kesinlikle söz konusu değildir! Hz. Rasûlullâh, ancak “Âlemlerin Rabbi olan ALLÂH” tarafından övülebilirdi ki; bu da Kur’ân-ı Kerîm’de gerçekleşmiştir: “SENİ ÂLEMLER (insanlar) İÇİN SADECE RAHMET OLARAK İRSÂL ETTİK!” (21.Enbiyâ’: 107) Hükmü, O’nun yüce şanını gösterir! Bizim gibi sınırlı anlayışlı insanların, O yüce Zâtı övmeye kalkışı ise, O’nun yüce şanına ancak kısıtlama getirir! Ayrıca Rasûlullâh bizden, kendisini övmemizi değil; getirdiklerini anlayarak çevremize olabildiğince verici olmamızı istiyor ve bekliyor!.. O’nun ulvî şahsiyetini, kendimize geçim kaynağı yapmamızı değil!
Dersin ki: “Eşhedü en lâ ilâhe illâllâh” “Eşhedü” yani, “Şehâdet ederim”... Nasıl “şehâdet” edersin?.. Gözle değil; basîretimle, idrakımla, anlayış, kavrayışımla, “şehâdet ederim” ki; ve... Görmekteyim, müşahede ve tespit etmekteyim, idrak etmekteyim, tasdik etmekteyim ki... Varlığın her zerresinde mutlak olarak hükmünü icra eden ve kendisinden başkasının varlığı asla söz konusu olmayan tek mevcut sadece “Allâh”tır! Ki gayrı asla mevcut değildir!
İslâm inancına göre, kişinin muhatabı Allâh’tır; Rasûlullâh’tır! Bunların dışında inancını kimseye ispatlama mecburiyeti yoktur!.. Kişi inanır veya inanmaz, bunun sonuçlarını da ölüm ötesi yaşamda görür!.. Çünkü bu dünya zorlama değil, “TEKLİF” dünyasıdır! Kimsenin başkalarını herhangi bir konuda inanmaya zorlama hakkı yoktur!.. Nitekim aşağıdaki âyette bu konuya açıklık getirilmiştir: “‘DİN’de (Allâh yaratısı sistem ve düzeni {Sünnetullâh} kabul konusunda) zorlama yoktur!..” (2.Bakara: 256) Ne var ki Kur’ân-ı Kerîm’in bu açık hükmünü ifade eden âyet, birçok müslüman olduğunu ifade eden kişi tarafından benimsenmemekte; çeşitli mantık oyunlarıyla insanlara zorla-baskıyla İslâm önerileri uygulattırılmak istenmektedir... Yani, insanlar, inanmadıkları şeyi yapmaya zorlanarak, “münafık-ikiyüzlü” hâle getirilmektedirler! Oysa, yaşadığımız dünya “TEKLİF-ÖNERİ” dünyasıdır; “İMAN EDEN” imanının gereğini “iman”ı kadarıyla yapar; “iman”ı olmayan da dilediği gibi yaşar ve ölüm ötesinde de bunun sonuçlarına katlanır! “CEZA” yani yapılan veya yapılmayanın karşılığı, ölüm ötesinde ALLÂH sistemi içinde alınacaktır!
Reklam
“Allâh” bir nesneyi, bir birimi ne iş için yaratmışsa, o birim yaratılış gayesinin gereğini mutlaka, olduğu gibi yerine getirecektir! Bunda hiçbir tereddüt yoktur! İşte bu yüzdendir ki, Allâh muradına uygun olarak yaratılmış olan bütün varlıklar, “Allâh”ın dileğine uygun olarak, gereken fiilleri ortaya koymaktadırlar. Bu “Din”dir ve “İslâm”dır. Onun içindir ki âyette: “Kesinlikle Allâh indînde din İslâm’dır” denmiştir.
Evet, her birim, gerçek mânâsıyla “Allâh”a kulluk hâlindedir. İnsanlar ve cinler için zaten bu, Kurân’da çok açık ve seçik vurgulanmıştır. “BEN CİNİ VE İNSİ YALNIZCA (Esmâ özelliklerimi açığa çıkarmak suretiyle) KULLUK ETMELERİ İÇİN YARATTIM!” (51.Zâriyat: 56) Allâh’ın bir gaye için yarattığının, o gayeye hizmet vermemesi mümkün değildir!.. Muhaldir! Dikkat ediniz, buradaki âyette hiçbir sınırlama yoktur!.. “Müminleri kulluk etsinler diye yarattım” demiyor!.. “Sadece insanları...”da demiyor!..
“KESİNLİKLE ALLÂH İNDÎNDE DİN İSLÂM’DIR!” Âyetinde de işaret edilen mânâ, tüm varlıkların bu “doğal ve zorunlu teslimiyeti”dir... Yani bir diğer ifadesiyle; Evren tüm içindekileriyle “ALLÂH”a teslim hâldedir!.. KESİNLİKLE TÜM VARLIKLAR ALLÂH’A TESLİMDİR; Kİ BU, GERÇEK DİNDİR! Var olan hiçbir varlık, hakikati itibarıyla, esası itibarıyla “ALLÂH”a isyan edemez, âsi olamaz. İblis’in “Allâh”a isyanı dahi, ezelî görevi ve varoluş programının sonucudur!..
“İslâm”; selâmet bulma, selâmete erme, “Selâm” isminin mânâsının sizde açığa çıkması anlamında! “Allâh”ın “Selâm” isminin mânâsı ortaya çıktığı zaman kişi, bir kısım ilâhî isimlerin mânâsıyla tahakkuk etmek suretiyle, “cennet yaşamı” dediğimiz yaşama geçer.
32 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.