İslam'ın Yolu Sünnet
Murteza BedirSözler ve Alıntılar
O, giysisiyle veya başka bir şekilde övünmekten nefret eder ve kensinde böyle bir duygu oluşturan elbiseleri giymezdi.
Ebû Hureyre'nin anlattığına göre, Allah Resulü şöyle buyurmuştur: "Bir Müslümanın diğer bir Müslüman üzerinde beş hakkı vardır:
•Selâmını almak,
•davetine icabet etmek,
•cenazeye katılmak,
•hasta ziyareti ve
• hapşırana dua ile karşılık vermek (teşmit)."
(Buhârî, "Cenâiz", 2; Müslim, "Selâm", 3 [4/2162])
Sağlıklı Müslüman toplumlarda, ırkçı bir felsefenin ve dolayısıyla soykırımın ortaya çıkması mümkün değildir. Müslüman toplumun inanç ilkeleri ırka dayalı bir oluşuma izin vermediği gibi, Müslüman olmayanların Müslümanlarla birlikte yaşaması, bu toplumlarda dinî temellere oturtulmuştur. Avrupa tarihinde "öteki" yok edilir, sürülür, gettolara hapsedilirken Müslümanlar, Müslüman olmayanlarla aynı mahallede, aynı çarşıda, aynı dükkânda yaşamaya devam etmişlerdir.
Bugün "şeriat" sözcüğü tarihsel bazı nedenlerden dolayı ülkemizde pek çok insan için hoş çağrışımlar yapmasa da, aslında bu kavram Hz. Muhammed'in (sallallahu aleyhi ve sellem) Medine'de kurmuş olduğu yeni toplumun hukukun üstünlüğüne olan inancını temsil etmekteydi. Çünkü şeriat insanların hukuk önünde eşit olduğu fikrine da yanır. Şeriat, Hz. Muhammed'in (sallallahu aleyhi ve sellem) ideallerini gerçekleştirmek üzere toplumsal düzeyde attığı somut adımların adıdır ve bu anlamıyla onun sünnetinin bir parçasıdır. Tarih boyunca Müslümanlar bu şeriat anlayışı sayesinde başka milletlerle kıyaslanamayacak ölçüde hukukun üstünlüğüne değer vermişlerdir. Şeriatın kuru ve katı bir hukuk sistemi şeklinde algılanarak içeriğinin boşaltılması ve şekle indirgenmesi büyük bir hata olmuştur.
Başka bir deyişle, "gerçeğin bilgisi", doğaüstü bir dünyadan, "Kitap"la ve Hz. Peygamber'in şahsında insana iletilir.
Şeriat, Hz. Muhammed'in ideallerini gerçekleştirmek üzere toplumsal düzeyde attığı somut adımların adıdır ve bu anlamıyla onun sünnetinin bir parçasıdır.
Sayfa 141Kitabı okudu
"Yorgunluk, müzmin hastalık, tasa, gam ve keder, sıkıntı, hatta bedenine batan dikene varıncaya kadar, Müslümanın başına gelen her şeyi, Allah onu bağışlamak için vesile yapar." (Buhârî, "Merdâ", 1).