İstanbul Yangın Kuleleri ve Çığırtkanları
Abdurrahman KılıçSözler ve Alıntılar
Kundakçılara Ne Yapılırdı?
''Yangınların ardından mutlaka bir soruşturma açılırdı. Yangının ilk çıktığı yerde taşa rastlanıldığında veya taş atıldığını gören olduğunda, yangının kasıtlı olarak çıkartıldığı anlaşılırdı. Bir kişi kundakla yakalandığında derhal orada infaz edilirdi. Cesedi sokağa serilir, kafası bacaklarının arasında, ağzına kundak veya bir tutam kibrit yerleştirilirdi.''
Sayfa 28Kitabı okudu
Kundak ve Kundaklama Nedir?
''Çam ağacından biçilmiş tahta içine yerleştirilmiş kav ve kükürtlü maddelerden oluşan paçavraya 'kundak' denirdi. Kundak, hızlı yanması için tahta katrana daldırılır veya yağlanırdı. Yangın çıkarmak isteyen kişi bu kundağın içindeki kavı yakar sonra onu gizlice evin kapısının veya penceresinin önüne yerleştirir, bazen de bir taşa bağlayıp evin içine atardı. Kundak içinde parlayan kükürt, yağlı tahtayı tutuşturur, yükselen alevler evleri kolayca yakardı.''
Sayfa 28Kitabı okudu
Orman Yangınlarındaki Kozalaklar Gibi
''Ahşap binalarda yangınların kısa sürede yayılmasının sebebi, ahşap işçiliğinde kullanılan metal çivilerdir. Metal çiviler ısındığında genleşir ve bir zemberek hızıyla fırlayıp birkaç yüz metre ilerideki ahşabı tutuşturur. Metal çivilerin başlattığı bu yangınlar farklı bir yangınmış gibi algılanırdı.''
Sayfa 24Kitabı okudu
Gözcü,uyuklamakta olan kule ağasına,” ağa bir çocuğun oldu!” diye bağırırdı.Ağa da sorardı:” Kız mı , oğlan mı?”
Anadolu yakası,Beyoğlu ve Boğaz’ın Rumeli yakası yangınları “kız”, İstanbul içi yangınları ise “oğlan”dı.İstanbul içi yangınları korkulan yangınlardı.Gözcü “oğlan” demişse ağayı daha büyük bir korku salardı.