İstanbul’un 100’leri Serisi- 37
Haremiyle, selamlığıyla, ahırları ve arabalıklarıyla, bahçesiyle, havuzuyla, hamamıyla ve müştemilâtıyla sanki bir saray yavrusunu andıran köşk ve konaklar, zarif görünümleriyle İstanbul vitrinini süsleyen birer biblo gibidirler.
Osmanlılar evlerine hane derlerdi. Ev biraz büyükse malikâne. Eğer malikânelerde birkaç nesil birden kalıyorsa bunlara da konak denirdi. Köşk ise, istisnaları olmakla birlikte umumiyetle bahar ve yaz mevsimlerinde kullanılan mekânlardı. Padişah ve hanedan mensuplarının kullandıkları mekânlarda köşkün karşılığı kasır, konağın karşılığı saraydı.
Bu kitapta, İstanbul’un köşklerinden ve konaklarından 100 tanesi seçilip, nasıl birbirinden farklı güzellikte olduklarının ve şehrin vitrinini nasıl güzel gösterdiklerinin yanı sıra, içerisinde yaşayanlardan da bahsederek bir dönemin elit yaşantısından küçük bir kesit sunmaya çalışılmıştır.