Bir kimse veya kesimin itikadi sahada ortaya koyduğu görüşler, o kimse veya kesimin dindarlığıyla, dine hizmetiyle, ilmiyle... değerlendirilmez. Bir başka ifadeyle bir kimse veya kesimin dindarlığı, takvası, ilmî seviyesi, hizmetleri, onun itikadi sahaya taalluk eden görüşlerinin tamamının doğru olduğunun ve tasdik edilmesi gerektiğinin ölçüsü değildir. Dini yaşantısında son derece takvalı, Ümmet'in hassasiyetlerine her fırsatta tercüman olan nice insan vardır ki, sırf bu yönü sebebiyle, itikadi sahada düştüğü vartalar sempatizanları tarafından önemsenmez, hatta yeri geldiğinde en olmadık tevillerle müdafaa edilir! Oysa dikkat edin; yukarıda (Amr b ubeyd , ma'bed el-cüheni) isimlerini saydığım insanların tamamı, tabaka olarak Tabiun döneminin insanlarıdır ve buna rağmen Ehl-i Sünnet tarafından "bid'atçı" olarak tavsif edilmekten kurtulamamışlardır!
Kâfirler, gerek kitap ehlinden olsun gerek puta tapanlardan olsun muhakkak, cehennem ateşindedirler. Orada ebedî olarak kalacaklardır. Onlar, insanların en şerlileridir.
Beyyine, 6
Ulemâmız İslâm'ın özünü şu üç hadisin teşkil ettiğini söyler:
• “Ameller niyetlere göredir...”
• “ Helal bellidir; haram da bellidir. Bu ikisi arasında ise şüpheliler vardır...”
• “ Üstüne vazife olmayan işleri terk etmesi, kişinin Müslümanlığının güzelliğindendir.”