Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İstiklal Mahkemeleri Ve Sivas'ta Şapka İnkılabı Duruşmaları

Ahmet Turan Alkan

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Mustafa Kemal Paşa, şahsına devredilen olağanüstü yetkilerini hemen iki gün sonra kullanarak “Tekâlif-i Milliye Emirleri”ni yayınladı (7-8 Ağustos 1921). İstiklâl Mahkemeleri de Tekâlif-i Milliye kararlarının yürütülmesindeki aksamaları önlemek üzere görevlendirildi.
Hukuk Devleti
Görünen odur ki, devleti var eden otoritenin kendini kendi hukukuyla sınırlandırması ve o hukuka karşı saygılı davranmasını beklemek için, "Hukuk Devleti" kavramının bütün kurum ve lazımeleriyle sahiplenilmesini beklemek durumundayız.
Reklam
Good old days.
Cumhuriyet bütçesinde “hanedan” diye bir faslın anlamsızlığı ileri sürülmüştü. Hilafetin kaldırıldığı gün Meclis’te iki önemli kanun daha kabul edildi: Buna göre Şer’iye, Evkaf ve Erkân-ı Harbiye-i U-mumiye Vekâletleri de kaldırılmış, Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun kabulü ile laik devlet prensibinin yerleştirilmesi için son derece etzem bir alan, İnkılâplar lehine boşaltılmıştı. 3 Mart 1924 tarihi, sadece gelecek İnkılâpların zeminini teşkil etmesi bakımından değil, Milli Mücadelenin başlangıcından beri önemli bir sıklet merkezi durumundaki istanbul’un maddi ve manevi itibarının da Ankara lehine bozguna uğratılması bakımından da özel bir anlam, taşımaktadır.
Yeni kanuna göre, İstiklâl Mahkemesi’nin kurulması Meclis’in mutlak çoğunluğuna ve Vekiller Heyeti’nin teklifine bağlanıyor ve mahkemenin görevli olduğu cürüm listesi bu defa daha ayrıntılı olarak tarif ediliyordu. Buna rağmen Meclis eğer gerekli görürse, yeni bir mahkeme görevlendirirken, bu listedeki suçlardan ancak bazılarının kovuşturulmasına müsaade edebilecekti. Yapılan en mühim değişiklik, idam cezalarının mutlaka Meclis’in tasdikine sunulması kararı oldu. Meclis gerekli halde bu yetkisini mahkemeye devredebilmekle beraber, eskiden olduğu gibi idam cezalarında süratli infaz usulü ortadan kaldırılmış oluyordu.
Sakarya nehri kıyılarında cereyan eden 22 günlük cephe harbinden sonra (23 Ağustos-13 Eylül 1921), Yunan ordusunun artık taarruzî bir harekât yapamayacağı açıkça belli olmuş ve bu durum, cephe gerisinde asayiş ve düzenin yeniden kurulmasını oldukça kolaylaştırmıştı.
İstiklâl Mahkemeleri içinde, başkentte yer alması hasebiyle Ankara İstiklâl Mahkemesi, diğerlerine nisbetle en kesintisiz ve yoğun çalışan mahkeme durumundaydı. 7 Ekim 1920’den, 31 Temmuz 1921 tarihine kadar çalışan mahkeme, siyasi ağırlık taşıyan önemli dâvaları karara bağladı. Bunların başında Sadrazam Damat Ferit Paşa’nın gıyabında yargılanarak idama mahkum edilmesi gelir. Bu dâvayla birlikte Sevr Muahedesi’ni imzalayan Hadi, Rıza Tevfik (Bölükbaşı) ve Reşat Halis Beyler de gıyaben yargılanarak idama mahkum edildiler.
Reklam
Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nun caydırıcı bir tesir göstermemesi üzerine Müdafaa-i Milliye Vekaleti’nce hazırlanan, “Firar Ceraimini lrtikâb E-denler Hakkında Kanun” tasarısı 2 Eylül 1920 günü Meclis tarafından ilgili encümene sevkedilmiş ve aynı ayın 8’inde gündeme girmişti. Müdafaa-i Milliye Vekili sıfatıyla Fevzi Paşa (Çakmak) kanunun tedvinine kendisinin sebep olduğunu belirtmektedir.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.