"Başından beri kazanacağını bildiğin bir mücadelenin hiçbir değeri yok. Seni değerlendirecek olan, aradakiler. İçinde sorular saklayan onlar."
"Bir savaşçı galip gelebilir, ama bu her galip gelenin bir savaşçı olduğunu göstermez."
"Yenilginin rengi gözbebeklerini boğsa da, hepimiz gibi yoluna devam et ve gülümse. Gülümse ve karanlık kuytuların en karanlığında yaralarını yala. Kendi parmaklarınla yaralarına dokun ve onları hatırla."
Wolfe Kardeşler'in ikinci kitabı olan "İt Dalaşı"nda baba Wolfe iş kazası geçirir ve ailenin geçimi zorlaşır. Büyük ağabey evden ayrılır. Diğer ağabey ile Cameron, para kazanabilmek için boks maçı gösterilerine çıkmaya başlarlar. Wolfe ailesi için ve Cameron için hayat giderek zorlaşmaktadır.
Serinin ikinci kitabı da ilki kadar ilgi çekiciydi bence.
Sonra merak ediyorum, günlerimizin çoğunu unuttuğumuz şeyleri hatırlamaya çalışarak mı geçiriyoruz? Zamanımızın çoğunu hayatımıza doğru koşarak ya da ondan kaçarak mı geçiriyoruz? Bilmiyorum.
Programların yüzde doksan dokuzunda iyi adamlar kazanıyor, ama bu doğru değil. Demek istediğim, bunu kabullenmeliyiz. Gerçek hayatta daima pislikler kazanır. Bütün kızları, parayı, her şeyi.
Merhametsiz bir adaleti vardı. Yargıları zalimdi. Bizim iyiliğimiz için gereğinden fazla sertti. Ellerinde kir, cebinde para ve koltukaltlarında ter vardı.
İlk kitaba göre daha çok beğendim diyebilirim…
Rube Wolfe ve Cameron Wolfe kardeşlerin birlikte verdiği mücadeleyi konu almış…
Bir olmak, birlik olmak ve kardeş olmak…
Oldukça kolay okunabilir, hatta okurken sanki bir film izliyormuş hissi veren bir kitap oldu bende…