İttihatçılar Ölür İttihatçılık Ölmez Sözleri ve Alıntıları
İttihatçılar Ölür İttihatçılık Ölmez sözleri ve alıntılarını, İttihatçılar Ölür İttihatçılık Ölmez kitap alıntılarını, İttihatçılar Ölür İttihatçılık Ölmez en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Ben, vatan için, vatanın her zerresi için bütün kuvvetiyle, ölünceye kadar çalışacak bir makine olmak istiyorum. Ne yapayım, bir defa vatanı her şeyden, herkesten fazla sevdim. Ona ebediyyen sadık kalacağım."
“Bir gün beni sokakta vuracaklar; alnımdan kan akacak, yere serileceğim. Yatakta ölmek nasip olmayacak. Ziyanı yok, varsın vursunlar; benim ölümümle vatan bir şey kaybedecek değildir. Bir Talat gider, bin Talat yetişir.”
-
"Karakin Pastırmacıyan liderliğindeki Rus askerlerinden ve Ermeni çetelerinden oluşan düşmanlar, erkekleri, çocukları ve ihtiyar kadınları öldürerek, genç kızların ırzına geçerek, bunlardan bazılarını içine kapattıkları evlerle birlikte yakarak, hamile kadınların karınlarını kılıç darbeleriyle yararak şehrimize doğru ilerliyordu. Sayıları 500’ü bulan kurbanlar düşmanların önünden kaçmaya çalışıyordu Fakat perişan halde hızlı yürüyemedikleri için düşmanlar onlara yetişti ve acımadan bu canavarlık ve vahşeti icra etti. Bu kurbanlara ait eşya ve canlı hayvan ne varsa Rus ve Ermeniler tarafından alınıp götürüldü. Erzurum Kavak mahallesinde tam bir vahşet yaşanıyordu."
Naciyeciğim, sevgili sultanım, cici efendiciğim!
Bugün pek sıkıntılı bir hava, tuhaf bir sis, güneş görünmüyor. Düşmandan bir hareket yok. Fakat henüz sabahtır. Hastalarımı geri gönderdim ve Afgan emirinin askerinin ve muavetinin çekilmesinin iyi olmadığını ve Bolşeviklere emniyet caiz olamayacağını bildirdim. Ve hiç olmazsa ecza-yı tıbbiye ve sair malzemesinin iadesini istedim. Bakalım, ne olacak? Bir de Hacı Sami ve diğer arkadaşların bu tarafa geçmesine müsaade olunmasını talep ettim. İşte efendiciğim, hemen şu satırları yazarak mektubumu kapatıyorum ve içine her gün sana topladığım buranın yabani çiçeklerinden maada (hariç olarak) kaç gecedir altına yattığım karaağaçtan kopardığım ufak bir dalı leffediyorum (ilave ediyorum). Seni öper, sever, kucaklar, bu mevcudiyet-i maddiyemle (maddi varlığımla) aşk ve iştiyakımla (hasretimle) sarılarak... Hüda'nın birliğine yavrularımla beraber emanet ederim ruhum efendiciğim, Karaağaca çakımla ismini yazdım.