Sözcükler bizi yanılgıya düşürebilir çünkü kavramlar değişirken sözcükler genelde aynı kalır; düşünün, yirmi yaşımızda cesur olmanın ne demek olduğuna ilişkin düşüncemiz ile kırklı yaşlarımızdaki aynı değildir.
Varoluşçuluk, tam anlamıyla onunla yüzleşilmeden ve anlaşılamadan, bireyi bomboş ve yapayalnız bir özgürlük fikrinden hareketle tartışır ki, bu özgürlük yalnızca, o, "gerçeklerin okyanusunda yüz- meyi talep ettiğinde" sahip olacağı bir özgürlüktür. Öylesine bir yalnızlık tasvir edilir ki, birey, bilimsel gerçeklerle dolu bir okyanusun ortasındaki küçücük ıssız bir adada yalnızlığa mahkûm edilir ve bilimden kopan ahlak, yalnızca iradenin etkisiyle o muazzam sıçrayışını gerçekleştirebilecektir.