Onun sana yaptığı kötülükleri ve bunların içinde uyandırdığı öfkeyi unutsan daha mutlu olmaz mısın? Bence hayat kin gütmek ve yapılan haksızlıkların çetelesini tutmak için çok kısa. Bu dünyadaki herkesin kusurları var; kusursuz tek bir kişi bile yok. Ama inanıyorum ki fani bedenlerimizle birlikte bunları da geride bırakacağımız, bütün kusurlarımızın ve günahlarımızın bu hantal et parçasından sıyrılacağı ve geriye kalan tek şeyin ruhun parıltısı olacağı o gün gelecek.
“Ben melek değilim,” dedim. “Ölene dek de olmayacağım. Neysem o olacağım. Benden bu tür ilahi bir şey ne bekleyin ne de isteyin. Nasıl ki ben sizden elde edemeyeceğimden fazlasını beklemiyorum siz de bunu beklemeyin.”
Arzuları kontrol altına almak ve tabiatın işleyişini değiştirmek zordur. Yine de yapılabilir. Tecrübelerimden biliyorum bunu. Tanrı, kendi kaderimizi bir yere kadar çizme gücü vermiş bizlere. Canımız elde edemeyeceğimiz bir şey yemek isteyebilir, ayaklarımız bizi yanlış yollara sürükleyebilir. Böyle bir durumda ne açlıktan perişan olmamıza gerek var ne de çaresizlik içinde kıpırdamadan durmamıza. Yapmamız gereken şey, yemeye can attığımız yasak yiyecek kadar güçlü ancak ondan daha masum başka bir besin aramak ve macera meraklısı ayaklarımız için, kaderin bize kapattığı yol kadar doğrudan ve geniş yeni bir yol -bu yol daha engebeli olsa bile- açmaya çalışmak.
İnsan yaradılışı kusurludur. En parlak yıldızların bile üzerinde lekeler vardır. Miss Scatcherd' inki gibi gözler yıldızların parlaklığını görmezler de ancak bu ufak tefek lekeleri seçerler.