Dostlukta birisi daima, en azından, biraz yukarıdan aşağıya doğru, diğeri ise aşağıdan yukarıya doğru bakar. Birisi arka çıkar, diğeri sadakat gösterir. Birisi canı gönülden kabul eder, diğeri seve seve verir.
"Çocuklar içinde güzel bir kitap yazmış veya onların hareketlerini kısıtlamayan ve giyimi rahat olan bir kıyafet icat etmiş bir kişi, tüm araç mucitlerinden ve ülkeler fethetmiş fatihlerden daha fazla müteşekkir olunan bir ölümsüzlüğe layıktır."
"Simonov'un ise yaşamı boyunca bir türlü gerekli insanlarla iyi geçinmeyi öğrenememesinde, onların hizmetlerine, pohpohlamalarına ve dalkavukluklarına değer vermemesinde, hiç gereği yokken gururlu, bağımsız, muhalif, müstakil ve inatçı olmasındaydı. Fakat bu özelliklere sahip güçlü insanlar, hiçbir zaman sevilmezler."
"…ne yaparsan yap, nereye gidersen git evden daha iyi, evden daha rahat yer yok, özellikle de onun saygıdeğer ve insanı meftun eden hanımı Lidiya içinde olmadığı zamanlar."
"Gazeteler, derdi o, manevi bir gıda değildir, bilakis, yaşam denilen et suyunun alınan ve atılan kirli köpüğüdür.(…) Gazeteler, boş, can sıkıcı ve hayal gücünden yoksun insanlara tüm gün 'kendi sözleriyle' hikayeler nakletmek için malzeme vermeleri yönüyle güçlüdürler."
"Yaşam nimettir. Nimet, ve çoğalma, ve yiyecek. Fakat ölüm de diğer gerekli şeyler gibi bir nimettir. Bilimle ölümü yenecek insan hayali, korkakça bir saçmalıktır. Mikropların da diğer tüm canlılar gibi yemesi, çoğalması ve ölmesi gerek."
"Tüm dünyada en zinde görünüşlü kişilerin kasaplar, sucukçular ve mezbaha çalışanları olması çok dikkate değer. Bu, devamlı surette sağlıklı et, yağ ve kan buharının teneffüs edilmesinden olsa gerek. Ben doktor olsam, kansızlıktan muzdarip hastalarımı her türden kokulu haplar ve moda kaplıcalar yerine, en az bir yıllığına bir sucukçu dükkanında çalışmaya gönderirdim."
"Belki de onların ilişkilerine dostluk denilebilirdi. Dostlukta birisi daima, en azından biraz yukarıdan aşağıya doğru, diğeri ise aşağıdan yukarıya doğru bakar. Birisi arka çıkar, diğeri sadakat gösterir. Birisi canı gönülden kabul eder, diğeri seve seve verir."
Janeta, Aleksandr İvanoviç Kuprin'in üçüncü okuduğum kitabı. Okuduğum bir önceki kitabı olan "Olesya" ile ilgili incelememde; çeviri ile alakalı birbirine tezat ve ironik cümlelerin kullanıldığı durumlardan bahsetmiştim. Çevirmen yine aynı çevirmen; Ertuğrul Bostancı. Bu kitapta da yine tezat ve ironik cümleler ile ilgili hususlar aynen