Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Jön Kürtler

Djene Rhys Bajalan

Jön Kürtler Sözleri ve Alıntıları

Jön Kürtler sözleri ve alıntılarını, Jön Kürtler kitap alıntılarını, Jön Kürtler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kürtlerin herhangi bir isteğinin kabul edilmesinin ayrılığa ve bölünmeye götüreceği düşüncesi, Ortadoğu'nun en fazla Kürt nüfusuna sahip Türkiye'de olduğu kadar hiçbir yerde açıkça dile getirilmemiştir.
Sayfa 18 - Avesta yayınlarıKitabı okudu
...Irak'ta Tuğgeneral Abdülkerim Kasım'ın İngiltere yanlısı Haşimi yönetimini 1958'de devirmesini takip eden hararetli günlerde... Devrimin ilk günlerinde Kürtçe gazeteler yeni hükümetin "pis, kokuşmuş suçlu rejimin (monarşi), bu rejimi ülkeye getiren kan emici emperyalist İngilizler ve Amerikalılarla birlikte alaşağı edildiği" şeklindeki yorumlarıyla doluydu. Bağdat'taki Kürt Kulübü Hîwa (Umut) yayımladığı dergilerde Josef Stalin, Mao Zedung gibi "anti-emperyalist liderler"in fotoğraflarını ön sayfalarda veriyordu. Kuzey Irak'ın Kürdistan bölgesindeki Süleymaniye şehrinde halk yeni cumhuriyeti destekleyen gösteriler yapıyor ve yeni hükümetin Arap-Kürt kardeşliğinde yeni bir dönem başlatacağı umuluyordu.
Reklam
Aynı şekilde, birçok Kürt aktivist için Kürtçülük söylemleri Osmanlı`yı bırakacaklarının kanıtı değil, Osmanlı İmparatorluğu`nu güçlendirme çabasının bir göstergesiydi.
Milletler ve milliyetçilik kavramı bir süreliğine ve niteliksel olarak modern olsa da, bu kavramların içerikleri ve güçleri önceden var olan etnik değerlerden gelmektedir. Bu yüzden etnik değerler (soylar hakkındaki efsaneler, vatana bağlılık, etnik tarihe ait ortak anılar çeşitli semboller, kimlik vb) üzerine yapılan çalışmalar, milletlerin köklerini ve devamlılıklarını göstermede önemli bir odak noktası olmuştur.
Aşiretlerdeki ayrılıklar Kürt toplumunu bölümlere ayırmıştı. Bir ingiliz seyyah şunları not düşmüştür . "Kürtler çeşitli büyüklükte bölümlere ayrılmış durumda , bu bölümlerde kendi içinde sayısız kola ayrılıyor. Yağma yada kan davası yüzünden birbirleriyle sürekli savaşıyorlar . Kürtlerin zayıflığı bir birlik oluşturamamalarında yatıyor "
Sayfa 57 - Kürtlerin zayıflığı bir birlik oluşturamamalarında yatıyor..!
Abdülhamit`in Kürtleri Osmanlı siyasetine katmak için attığı son adım da hem imparatorluk merkezinde hem de kendi bölgelerinde Kürtleri desteklemek oldu. Abdülhamit döneminde imparatorluk yönetimine katılan Kürtlerin sayısı en üst seviyeye ulaşmıştır. Abdülhamit, sürgünde olan Kürt mirlerinin çocuklarını kamu hizmetinde üst kademelere getirerek bağışlayıcı bir politika izlemiştir.
Reklam
Irak'ta Tuğgeneral Abdülkerim Kasım'ın İngiltere yanlısı Haşimi yönetimini 1958'de devirmesini takip eden hararetli günlerde... Devrimin ilk günlerinde Kürtçe gazeteler yeni hükümetin "pis, kokuşmuş suçlu rejimin (monarşi), bu rejimi ülkeye getiren kan emici emperyalist İngilizler ve Amerikalılarla birlikte alaşağı edildiği" şeklindeki yorumlarıyla doluydu. Bağdat'taki Kürt Kulübü Hîwa (Umut) yayımladığı dergilerde Josef Stalin, Mao Zedung gibi "anti-emperyalist liderler"in fotoğraflarını ön sayfalarda veriyordu. Kuzey Irak'ın Kürdistan bölgesindeki Süleymaniye şehrinde halk yeni cumhuriyeti destekleyen gösteriler yapıyor ve yeni hükümetin Arap-Kürt kardeşliğinde yeni bir dönem başlatacağı umuluyordu.
"Jön Türkler'in ırkçı pan Türkçü siyasetleri jön Kürt akımları doğurdu. Arnavut , arap ve Osmanlı İmparatorluğu ' nun diğer milletlerindeki milli uyanışların nedeni de Jön Türklerin bu tavrıdır... birçok gençleri bu akıma tepki yüzünden Kürtçü oldu ... Kürt gençlerinin amacı imparatorluktan otonomi talep etmekti " Ebulkasim Lahûtî 1922
Sayfa 119 - Avesta
Bu bağlamda en ilginç kişilerden birisi herhalde Dr. Mehmet Şükrü Sekban`dır. Sekban, savaş öncesinde Kürt cemiyetlerine ve Birinci Dünya Savaşı`ndan sonra Kürt milliyetçi hareketine katılmıştır. Ancak daha sonra Kürt milliyetçiliğini tamamen bırakmış, Türkçülüğü benimseyerek Türkiye`ye dönmüştür. Bu tür kişileri "hain" ya da "dönek" olarak yaftalamak doğru değildir. Yine de 1914 öncesi Kürt hareketine katılmış ama daha sonra Kürt milliyetçisi olmamış bu Kürtleri böyle küçük düşürücü sıfatlarla "lekelemek", 1914 öncesi "Kürtçülüğünün" amaçlarının yanlış yorumlanmasına sebep olur.
Kürt milliyetçi hareketi kendisini bağımsız bir Kürt ulus-devlet ile tanımlarken, "Jön Kürtlerin" ideolojisi belki de en iyi Kürt rengi taşıyan Osmanlı milliyetçileri olarak tanımlanabilir.
Reklam
Göçebe Kürt ve Arap aşiretlerinin çocuklarının sadakatini kazanmak, onlara Osmanlı vatanseverliği ve "medeniyeti" gibi değerler aşılamak için uygulanan ikinci eğitim politikası Mekteb-i Aşiret oldu. Bu okullar çok ilgi gördü.
Propaganda, savunma ve iletişim araçlarının dışında, aydınlar millet fikriyle ilgilenip özerklik için diğer sınıfları sosyal dayanışmayla bir araya getirebilen tek sınıftır. Sadece aydınlar, vatandaşlık üzerinden milli özgürlüğün nasıl sağlanacağını gösterirler ve böylece bütün sınıflar dayanışma ve birlikteliğin yararlarını anlar. Sadece aydınlar, millet fikrini savunulan bir davaya dönüştüren diğer sınıflarla sosyal ve kültürel bağlar kurarlar. Bu elbette din görevlileri ve resmi yetkililer gibi diğer seçkinlerin ya da bürokrat sınıfının gözardı edildiği anlamına gelmemeli. Onların da bazı milliyetçilik çeşitlerinin kültürel ve siyasi boyutları üzerinde etkileri vardır. Ancak bu tür "önde gelen sınıflar" değişik zamanlarda ortaya çıkan hareketlerde farklılık gösterebilir. Bu, hareketi başarısızlığa sürüklemez ancak aydınların ve meslek sahiplerinin rolü değiştirmemeli aksi takdirde hareket başarısızlığa uğrar.
Milliyetçilik kuramcıları, milliyetçiliğin dile getirilmesinde ve oluşmasında aydınların ve sosyal seçkin sınıfın önemini her zaman vurgulamıştır. Genellikle vatanseverlik düşünceleri ilk önce seçkinler ve aydınlar arasında ortaya çıkar. Bu yüzden etnik ve milliyetçi politikanın yükselişini anlamak için belirli bir etnik grubun seçkin sınıfının yapısını anlamak gerekir.
Yerleştirme kadar eğitim de Kürt sorununun çözümü için bir çare olarak düşünülüyordu. Bu yüzden devlet Doğu`da devlet eğitimini yaygınlaştırdı. Selim Deringil`in altını çizdiği gibi "Diğer imparatorluklarda olduğu gibi temel amaç sadık ama aynı zamanda merkezin değerlerini kendisinin bir parçası olarak gören bir toplum yaratmaktı."