Erkek ve kadın, bir elmanın iki parçası gibidir. İkisi bir araya geldiğinde ancak varlık tamam olmaktadır. Bir kimsenin çıkıp "ben senden üstünüm", öbürünün "hayır ben daha üstünüm!" demesi bir şey ifade etmez. Üstünlük ancak takva iledir.
Kadını horlayan, onu itip kakan, onun da bir can ve gönül taşıdığını unutan erkekte hayır olmadığı gibi, erkeğe karşı bir teşekkür bile etmeyen, güler yüz ve tatlı dille karşılamayan ve her nimeti inkar eden kadında da hayır ve bereket yoktur!
Bir kadın gün görmemiş İnci kadar güzel, Züleyha kadar şanlı olsa da eğer imanı yoksa, Allah indinde hiçbir kıymeti yoktur. Yine erkek de öyle... İnsanı meleklerin fevkine çıkaran, daha da ileri götüren imanıdır...
Yüz sene evvelki bir kadını mezardan çıkarıp sokağa bırakmak imkanımız olsaydı, o kadın hayretinden donup kalırdı. O gül yüzlü ninelerin ve şehid dedelerin torunları nasıl bu kadar değişti ve özünü yitirdi... Asrilik ve moda adı altında yapılan çılgınlıklara şeytanlar bile şaşmış kalmıştır.
İnsanlar tehlikeli işler yapmaktadırlar. İnsan bile bile kendini ateşe atar mı? Ama, atıyor işte.. Bilmiyor ki dünya harap, sonu türabtır. Dünya günleri çabuk tükenir, gençlik ve güzellik bir rüya gibi uçup gider. Eldeki servetler de yok olur. İnsan yalnız ameli ile baş başa kalır...