Kadın Karşıtı Söylemin İslam Geleneğindeki İzdüşümleri

Hidayet Şefkatli Tuksal

Kadın Karşıtı Söylemin İslam Geleneğindeki İzdüşümleri Quotes

You can find Kadın Karşıtı Söylemin İslam Geleneğindeki İzdüşümleri quotes, Kadın Karşıtı Söylemin İslam Geleneğindeki İzdüşümleri book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Sadaka vermek
Ebu Musa el-Eş'ari'den (r.), Nebi'nin (s.) şöyle buyurduğu riva yet edilmiştir: "Resulullah (s.) (bir keresinde): 'Her Müslümanın üzerine sadaka vermek vaciptir.' buyurmuştu. Ashab-ı kiram: 'Ya Resulallah! Ya sadaka verecek bir şey bulamayan (ne yapsın?)' diye sordular. Resulullah: 'Eliyle kazansın. Hem kendi nefsine faydalı olur, hem de tasadduk eder.' buyurdu. Ashab-ı kiram: 'Ya bir kazanç yolu bulamazsa?' diye sordular. Resulullah: 'İhtiyaç sahibine, mazluma yardım etsin!' buyurdu. Ashab-ı kiram: 'Böyle bir yardım yolu da bulamazsa (gücü yetmezse)' dediler. Resulullah: 'Hayır işlesin, şerden de kendisini korusun! Bu da o kimse için sadakadır...' buyurdu."
Sayfa 150 - Buhârî, (24) Zekât 30, II, 121.
Erkekler için son derece idealize edilen kıskançlık duygusu, kadınlar için söz konusu olduğunda -erkeklere sorun çıkaracağı için- rahatlıkla 'cehennemlik kadın suçları' kategorisine dahil edilmiştir. Bu anlayış, ataerkil zihniyetin avantajlı bireyleri durumunda olan kimi erkeklerin dini 'kendi menfaatlerini' meşrulaştırma aracı olarak kullanma alışkanlığı konusunda son derece net bir örneği sergilemektedir.
Sayfa 128
Reklam
Erkek olduğu halde sosyal konumu sebebiyle, hukuk otoriteleri tarafından şahitliğe hiçbir şekilde ehil görülmeyen, köle ve amâ erkekler, akılları açısından herhangi bir ithama uğramazken, yine, gerekli şartları taşıyan bir erkeğin-yani iman etmiş, toplumda güven kazanmış tek bir erkeğin- tek başına şahitlik etmesinin yeterli görülmeyip, yanında bir erkek veya iki kadının şahit olarak istenmesi, o erkeğin aklı veya şahitliği için bir eksiklik nitelemesini gündeme getirmezken; maalesef aynı durum kadınlar için, asırlar boyunca Müslüman geleneğe damgasını vuran bir 'eksiklik' söyleminin haklı gerekçesi olarak kabul edilmiştir.
Sayfa 171
Ummu Atıyye'den nakledildiğine göre, o şöyle demiştir: "Resulullah (s.), evlenmemiş ve genç kızları, örtülü ve hayız halindeki kadınları bayramlara çıkarır idi. Hayız halindeki kadınlar namazgahtan uzak durur, Müslümanların duasına katılırlardı. Kadınlar dan biri 'Ya Resulallah! Onun cilbabı yoksa (ne yapsın)?' dediğinde, 'Arkadaşının cilbablarından (birini) ödünç alsın!' buyurdu." Hz. Peygamber'in bu ısrarı üzerine namazgaha çıkan kadınların, bayram namazına katıldıklarını, hayızlı hanımların ise cemaatin arka tarafında durarak diğerleriyle birlikte tekbir getirdiklerini, huzur ve neşe içinde bir bayram töreni yaşadıklarını görürüz. Ancak, Medine'de vuku bulan bu uygulama, genişleyen İslam coğrafyasına aynı şekilde yansımamış, birtakım değişiklikler meydana gelmiştir.
Sayfa 138
İlk erkek ve ilk kadının yaratılışının müşahede alanımızın dışında olması sebebiyle, bu yaratılışı anlatan ayetlerde geçen min nefsin vâhide 'tek nefisten' lafzı ise, insanlık türü ya da insanlık özü yerine, Hz.Adem'in bedeni olarak anlaşılmıştır. Aslında kullanılan kelime aynı, fakat yüklenen anlamlar farklıdır. Çünkü, zihinlerde, dillerde ve bunları belirleyen dünya görüşlerindeki ataerkil yapılanma, bu yapılanmanın belirlenmesinde etkisi olan kalıp yargılar, bütün kültürlerde önemli yer tutmaktadır.
Sayfa 78
Nankörlük ve lanet etme gibi kusurların önemli ahlâkî düşüklükler olduğunu kabul etmekle birlikte, bu bağlamda anılan suçların, genel insan suçları kategorisinden soyutlanarak, inanmış kadınların, cehennem ehlinin çoğunluğunu teşkil edecek şekilde günaha batmış bir güruh olarak resmedilmesi yoluyla, bunun neredeyse kadının fıtri bir özelliği olarak sunulmasının insaf ve itidal sınırlanı epeyce zorladığı görülmektedir.
Sayfa 121
Reklam
99 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.