Kadınlığım, Yazarlığım, Yurdum

Erendiz Atasü

Kadınlığım, Yazarlığım, Yurdum Posts

You can find Kadınlığım, Yazarlığım, Yurdum books, Kadınlığım, Yazarlığım, Yurdum quotes and quotes, Kadınlığım, Yazarlığım, Yurdum authors, Kadınlığım, Yazarlığım, Yurdum reviews and reviews on 1000Kitap.
328 syf.
·
Not rated
·
Read in 26 hours
Türk yazar, akademisyen, edebiyat eleştirmeni" "Öykü, roman, deneme alanlarında eser vermiş feminist bir yazardır."
Erendiz Atasü
Erendiz Atasü
."yazar İİlk kez yazarlığının yirminci yılında yayınlanan bu eserinde
Kadınlığım, Yazarlığım, Yurdum
Kadınlığım, Yazarlığım, Yurdum
"Yirmi yılda öykülerin, romanların dışında ne çok yazı kaleme almışım! Kavga yazıları, barış yazıları, içe bakış yazıları... . Edebiyat, seyahat düşünceleri... Yitirdiklerimizin ardında kalan boşluğun ve acının yazıları... Kadın olmakla yazar olmanın kesiştiği noktada duran, kadınlığını yazma yeteneğiyle birlikte keşfetmiş bir insanın, hep acılar çekmiş ve çektirmiş bir yurdun kaygılı yurttaşının, kadınların özgürlüğü ve laik toplum düzeni için mücadele etmiş bir insanın yazıları bunlar. Yazarla ilk buluşmamız oldukça keyıfli geçti dili anlatımı sakin düşündürücü bır dili var ,tanışmak isteyenler için
Erendiz Atasü
Erendiz Atasü
doğru yerdesınız arada buluşmak üzere ayrılıyoruz şimdilik
Kadınlığım, Yazarlığım, Yurdum
Kadınlığım, Yazarlığım, YurdumErendiz Atasü · Can Yayınevi · 201717 okunma
Bugün Türkiye, kadın özgürlüğü taleplerinin gülünç gözükebildiği çözülme eğik düzlemine girmek üzere ... Neden mi gülünç gözükebiliyor? Çünkü hızla, fe­ minizmi doğuran koşulların henüz var olmadığı ortama geri dönüyoruz ... Bu ortamın sorunları için feminizmin yanıtı yok, sorusu bile yok. .. Nasıl olsun? .. Dinci yobazlığın tarihe karıştığı bir dönemde doğdu dünya feminizmi. .. Laikliğin vazgeçil­mezliği üzerine sloganları yok! .. Kökten dincilikle ilgili bir çözümleme geliştirmedi!
Sayfa 322 - Can yayınları 2001Kitabı okudu
Reklam
Geçen yıl 8 Mar t Dünya Kadınlar Günü'nde, kadın­ larımız, "Dayağa hayır!" dediler; bu yılın 8 Mart'ında sar­ kıntılığa karşı duruyor ve bütün dünya kadınlarıyla bir­ likte, "Bedenimiz bizimdir!" diyoruz. Gelin, bu kampanyalar sırasında, konulara, alışılmış yargıların dışında da bakmayı deneyelim ve sorunun hep kabuklarına takıldığımızdan bir türlü inemediğimiz özü­ ne dokunmaktan korkmayalım ve orada gördüğümüz geleneksel ve parçalanmış kadın imgesini sorgulamaktan kaçmayalım. Soruna dıştan değil, bir kez de içten baka­ lım. Gelin dürüst olalım ve kadın dövmeye meraklı "er­kek" bir toplum olduğumuzu kabul edelim. Ve biz ka­dınlar ... utanmayı bırakalım da doğru söyleyelim. Acaba kaçımız ailemizdeki erkeklerden en azından bir tokat yemedik? Sarkıntılığa uğramanın dehşet anlarını yaşa­ mayan acaba kaç talihli kadın var? Hiç var mı?
Sayfa 312 - Can yayınları 2001Kitabı okudu
Şiddet salt aileye özgü değildir kuşkusuz; ve aile içinde, bireyin iç dünyasının derinlerinde yatan karmaşık duyguların itelemesiyle çıkar ortaya dayak olayı. Öznesi bir sadist olmadıkça şiddet tepkisinin altın­ da umarsızlık, kıstırılmışlık vardır hemen her zaman. Karısına, kızına, gelinine, kardeşine el kaldıran erkek, ge­nellikle yaşamda çıkışsız bir konumdadır. Ancak kişiler, umarsızlık öfkelerini kendilerinden güçlü gördüklerine boşaltmaya kalkışmazlar pek! Kadını şiddete maruz bı­rakan, karşı çıkabilecek, zarar verecek fiziksel ve çoğu kez ekonomik güçten yoksun olması kadar; bu fiziksel ve ekonomik zayıflığı aile kurumu gibi bireye ait ilkel ve aynı zamanda temel duyguların maskelenmeden ortaya döküldüğü bir ortamda yaşamasıdır da ...
Sayfa 298 - Can yayınları 2001Kitabı okudu
Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin "Kemalist" karakterlerini yitirdikleri son yarım yüzyılda, devletin "kadın" diye bir kaygısı olmadı. Kadın sorunlarının sahibi sosyalist muhalefetti. 1980 Darbesi'nin tüm solu sustur­masının ardından yeni bir muhalefet dalgası yükseldi: Feminizmdi bu. Yandaşlarının çoğu "sol" kökenli kadın­ lardı. l 970'lerde dünyada yeniden yükselmiş feminizm nihayet ülkemizin "erkekçi" yapısından yol bulup bize ulaşmıştı. Taze bir soluktu bizim için. Kadın sorunsalına geri kalmışlığın uzantısı ya da iktisadi sömürünün sonu­ cu diye bakmıyor -böylece Kemalizmden ve sosyalizm­ den ayrılıyor-
Sayfa 287 - Can yayınları 2001Kitabı okudu
Kadınların ezilmesi, aşağılanması, dışlanması tek bir uygarlığa has değil. Genç kızları tanrılara kurban eden İnkalardan, dulu kocanın cesediyle birlikte yakan Hint uygarlığına, kadınların ayaklarını çocukluklarında sakat­ layan Çin kültürüne, kız çocuklarının bızırlarını "kadın sünneti" denilen vahşetle kesip atan kimi Afrika kültür­lerine ve kadınları aile mahkemelerinde yargılatıp aile cellatlarına infaz ettiren ve etkisi hala süren,Anadolu'nun kimi yerel kültürlerine dek örnekler sonsuzca çoğaltıla­ bilir. "Kadın"ın durumu -evet- bir uygarlık yarasıdır.
Sayfa 248 - Can yayınları 2001Kitabı okudu
Reklam
36 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.