Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osmanlı Kadın Yazarların Romanlarında Modernleşme

Kadınlık Daima Bir Muamma

Ayşegül Utku Günaydın

Kadınlık Daima Bir Muamma Gönderileri

Kadınlık Daima Bir Muamma kitaplarını, Kadınlık Daima Bir Muamma sözleri ve alıntılarını, Kadınlık Daima Bir Muamma yazarlarını, Kadınlık Daima Bir Muamma yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
240 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Halide Edib Adıvar
Halide Edib Adıvar
’ın Heyûlâ adlı romanında bir erkek karaktere söylettiği “Kadınlık daima bir muamma!” cümlesinden esinlenen kitap, kadınlığın erkeklerin gözünden bir bilmece gibi hep gizemli ve anlaşılmaz bir varlık olarak sunulmasının derinlerine inmeye, edebiyatın mahiyetini anlamaya çalışıyor.kıtap. Öylesine dolu, içeriğe sahip bır kitap ki, buna roman demek az, kalır , Araştırma inceleme, deneme öylesine katmanlı ki, edebiyatın her yazım türünü okudum ben. . Tanzimat’tan sonra oluşan siyasal, kültürel gelişmelerin kadın hareketine hazırladığı zeminin, kadınların dergi ve gazetelerde kolektif olarak şekillendirdiği edebiyat geleneğinin, Osmanlı kadın yazarların romanlarında modernleşmenin izleri sürülüyor kitapta. Hem kadının serüveni otuz roman analiz edilerek çiziliyor, hem unutturulan kadın yazarların yazmak, varolmak, ben diyebilmek için, kadın hakları için verdikleri mücadele hatırlatılıyor. Geleneğin ürettiği kodlarla mücadele ettiği için yalnızlaşan yeni kadının annesizliği; kadının kimliğini tehdit eden baba, kardeş, kayınvalide, koca gibi baskı figürleri ile bu yeni kadın karşısında bocalayan “aşırı alafrangalaşmış”, “zayıf karakterli” ve aydın erkeklerin ruhsal dengelerini yitirişi ele alınıyor.
Kadınlık Daima Bir Muamma
Kadınlık Daima Bir Muamma
Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde yazılmış ilk kadın romanı, Zafer Hanım’ın 1877 tarihli Aşk-ı Vatan’ıyla başlayan bir serüvene davet ediyor okuru.,
Ayşegül Utku Günaydın
Ayşegül Utku Günaydın
güçlü bir kalem, genç yazarlarımızdan önü açık olsun
Ayşegül Utku Günaydın
Ayşegül Utku Günaydın
Kadınlık Daima Bir Muamma
Kadınlık Daima Bir MuammaAyşegül Utku Günaydın · Metis Yayıncılık · 201716 okunma
Halide Nusret Zorlutuna'nın 1 922 tarihli Sisli Geceler romanı, iki temel izlek üzerine kuruludur. Sisli geceler, hem romandaki yasak aşkın metaforudur hem de savaş öncesi Anadolu'nun durumunu yansıtan önemli bir simgedir. İstanbul' da büyük bir konakta ve ge­niş bir aile içindeki yasak aşkı konu alırken, buna paralel olarak Zehra, Fikret ve Ömer Naim karakterlerini ve Anadolu'daki milli mücadele dönemini anlatmaktadır. Mine'nin Fikret'e olan gizli aş­kından haberdar olmaya n evin küçük oğlu Nüzhet de Mine'yi sev­mektedir Kırılgan bir yapıya sahip olan genç adam, kendisini sev­mediğini bildiği halde Mine'ye olan tutkusu nedeniyle onunla ev­ lenmek ister. .
Sayfa 227 - Metis yayınları 2017Kitabı okudu
Reklam
Güzide Sabri 'nin 1 899 'da yazdığı ilk romanıdır. Münevver ve Şefik birbirlerini seven ve evlenmeyi düşünen iki genç iken Şefik'in ta­vırları birdenbire değişir. Münevver' den uzaklaşması, genç kadının kalbini kırar. Kendince intikam almak için başka bir evlilik yapma­ ya hazırlanırken babasından Şefik'in hasta ve ölmek üzere olduğu­ nu, genç adamın hastalığı yüzünden kendisine yalan söylediğini öğ­ renir. Sevgilisini görmeye gittiğinde ise ancak uzaktan cenazesine yetişebilir. Romanda tüm bu olaylar geri dönüşlerle Münevver'in kadın arkadaşı tarafından anlatılır. Münevver, bu yaşadığı kayıptan sonra sonbaharda artan melankolik halinin vereme çevirmesiyle ya­ vaş yavaş ölüme doğru gider.
Sayfa 218 - Metis yayınları 2017Kitabı okudu
kadın yazarların yarattıkları kadın karakterlerin er­kek yazarlarınkine oranla daha çeşitli deneyimler sunduğunu söy­ leyebiliriz. Erkek yazarlar aracılığıyla sınırlan belli, eril bakışın tel­kin ettiği bir kadınlık dile getirilirken kadın yazarların romanlarıyla kadına ait deneyimler hem kadın bakış açısıyla hem de daha derin­ likli biçimde ele alınmıştır. Dolayısıyla romanlarda yeni erkek kim­liğiyle karşılaştırıldığında kendine güvenen ve birey olmuş kadınlar merkezileştirilmiştir. Güvenilir ve kendisini kanıtlamış yeni kız ev­lat ya da gelecek kuşakların anne figürü, toplumsal ve ikili ilişkilerin sorgulanmasıyla bu uzun hayat yolunda kendisine destek olacak bir eş aramaktadır artık.
Sayfa 205 - Metis yayınları 2017Kitabı okudu
Rezin, hayat kadınlarına neden çalışmadıklarını sorduğunda kimsenin onlara iş vermediğini ve toplum tarafından dışlandıklarını söylemeleri, bu sosyal yaranın boyutlarını gösterir: "Biz hayvanlar­ dan daha alçağız, görüyorsun ya. Vesikamız olduğu için sokaktaki süprüntüleri yiyoruz ... Allah büyük hanımcığımız. O kadar pişma­nız ki. Önümüze köpeğine atar gibi bir lokma ekmek veren kimseye esir olacağız ama bizi kimse evine almak değil, acımak bile istemi­yor" şeklinde yanıt verirler ve isteseler de çalışmalarının ola­naksızlığını ifade ederler. Romanda hayat kadınları anlatılırken ko­şullarına dikkat çekmek için tanım ve be timlemeler hep beden üze­ rinden yapılmıştır. Zayıflıktan kemikleri çıkmış bakımsız ve hasta­ görünen kadınlar..
Sayfa 196 - Metis yayınları 2017Kitabı okudu
Emine Semiye, hayat kadınlarının zorlu yaşam mücadelelerini, doğallık ve gerçeklik kaygısıyla vermeye çalışır. Ama bu kısımda tek vurgulanmak istenen, hayat kadınlarının yaşadıkları zorlukları yansıtmaktır. Bu kaygının yanı sıra yazar tarafından "görünenin ar­dındaki" olgusuna gönderme yapıldığını ve başka insanların eylem­ lerinin kurbanı olan kadınların da aynı duruma düşebileceğine dair bir çıkanın yapıldığını söyleyebiliriz. Romanda, genel olarak ka­dınların kendi eylemlerinin bir sonucu olarak bu duruma düşmeleri.. KADINLIK DAiMA BiR MUAMMA söz konusu iken Yekta'nın konumu bunun zıttıdır.
Sayfa 184 - Metis yayınları 2017Kitabı okudu
Reklam
Kadın yazarlar serbest zaman, sanat, eğitim ve çalışma yaşamı gibi konular üzerinden, eklemlendikleri kadın kimliğinin değerlerini dile getirmişlerdir. Fatma Aliye Hanım'ın Muhii dariit, Efet Udi, Enin; Fatma Fahrünnisa Hanım'ın Dilharab; Emine Semiye Hanım' ın Gayya Kuyusu ve Halide Edib'in Handan ile Son Eseri adlı ro­manları serbest zaman etkinliklerinin simgesel kullanımı üzerine il­ ginç sonuçlar sunan örn eklerdir.
Sayfa 158 - Metis yayınları 2017Kitabı okudu
Erkek benliğinin kadın karşısında parçalanışına başka bir örnek ise Suat Derviş'in Kara Kitap (l 920) adlı romanıdır. Kitapta ölüm­ cül bir hastalıkla mücadele eden Şadan'ın son günlerine ve ona kar­şılıksız duygular besleyen, çirkin ve kambur bir adam olarak tasvir edilen Hasan'ın hikayesine yer verilir. Mekan ile insan psikolojisi arasında sıkı bir ilişki kurulmuştur. Konakta yaşayan insanların ruh halleri ve aralarındaki iletişimsizlik ele alınmıştır
Sayfa 133 - Metis yayınları 2017Kitabı okudu
il. Meşrutiyet sonrası yazılan romanlarda züppe erkek tipi evrilmiş artık yerini eğitimli, kendisini ülkesinde yapacağı işlere adamış maksat adamlarına ya da gelenekten bağını koparmadan Batılılaş­ mış erkek karakterlere bırakmıştır. Romanlardaki ana çatışmalar ise evliliklerin bir fikir arkadaşlığına dayanmamasından veyahut da dava adamı ile eğitimli "yeni" kadının birlikteliği için aslında hata uygun bir ortamın yeşermediğini sezdiren zamansız aşklar yüzün­ den yaşanır.
Sayfa 105 - Metis yayınları 2017Kitabı okudu
Sonuç olarak il. Meşrutiyet dönemi çeşitli önemli gelişmelerin ya­şandığı ama aynı zamanda kadınlığın ilerlemesi açısından engeller­le de karşılaşılan bir dönemdi. Kadın yazarların ortak bir dille ifade ettikleri en önemli sorun, kadınların gelişmesi için erkek zihninin değişmesi gerektiği ve toplum olarak buna hazırlanma sürecidir.
Sayfa 52 - Metis yayınları 2017Kitabı okudu
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.