"Mü'minin vazifesi, kâinatta en büyük ve en yüksek hakikat olan imanı elde etmiş olmasından dolayı, Cenab-ı Hakk'a şükür ve hamddır. Bunun dışında imanına mukabil hiçbir maddi manevî menfaat beklememeli, hatta kalben arzu etmemelidir. Zira, iman nimetine kavuşmanın ve Müslümanlık şerefiyle şereflenmenin karşılığı olarak verilecek mükâfat uhrevîdir. Ancak o âlemde Cenab-ı Hak, fazl ve keremi ile bu eşsiz mükâfatı ihsan eder."