DOKUZ YAYINLARI dan çıkan ve https://1000kitap.com/seymademiraktas tarafından yazılan Kalbim Ellerinde kitabı ile geldim
Benim için Beyaz renginin anlamı hiç bu kadar ağır olmamıştı. Eslem’in yerinde olsaydım diye geçirdim içimden. Bu kadar dinden uzak bir yaşantının dine kavuşması gibi… Kitap tam anlamıyla ismini taşıyor. Kalbinden hasta bir kızın bir oğlana kalbini emanet etmesi. Dinimizi bu kadar güzel yansıtan bu kitabı okurken içim doldu. Acaba dedim Enes gibi biri beni bulur mu? Onun kadar Dinine bağlı, sırf günah olmasın diye helali olmayan hiçbir kıza bakmamaya çalışan biri, üstelik doktor. Sanırım bu kitabın bende bıraktığı duyguları bir süre aşamayacağım. Bu kadar güzel ve temiz hisleri uzun zaman sonra okumak ayrı bir mutluluk kattı içime. Enesin bu denli soğuk olmasına rağmen Eslemin onun kalbini yumuşatması çok güzeldi. İçimde en büyük nefret uyandıran şey ise Eslem’in babası oldu. Bu kadar nefret dolu olup İslam dinini benimseyen herkese yobaz demesi… okurken sinirden kudurduğum bir karakter oldu. Sonra bir de annesi var. Onun hakkında ne demem gerekiyor bilmiyorum. Eşinin ona takmış olduğu prangalardan kurtulduğunda arkasında kızını bırakmış biri. Demesi kolay olsa da yaşaması bir o kadar acı olay.
Kitabın ilerleyen kısımları ayrı bir huzur doldurdu içimi. Eslemin sürekli rahatsızlanması, Enes ve Eslemin babasında gözle görülen bir değişme. Tek bir fark kitap üçüncü ağız tarafından anlatılıyor ama beni rahatsız etmedi hiç. Kitabın sonunu çok sevdim. Okuyun okutturun. Verebilsem tüm puanları verirdim kitaba
️️️️️
Yazarın Kızıl Kardelen Serisini okumuş ve çok beğenmiştim, o yüzden de bu yeni kitabını okumak istedim. Aslında Umut Serisi’nin 4. kitabı ve ben öncekileri okumadım fakat her kitap farklı karakterleri konu edindiği için asla bir zorluk çekmedim. Aksine ilk kitaplardaki karakterleri bu kitapta gördükçe onların hikayelerini de merak ediyorum
.
Şimdi gelelim bu kitabımıza. Kelebek ile Aslan Kral’ın hikayesi. O kadar naif ve içten bir hikayeki bayıldım Eslem, doğuştan kalp hastası ve her an ölüme yakın yaşıyor. Annesi küçükken terk etmiş ve babası tarafından her istediği yapılmış ama içinde hep bir eksikliğin hissini yaşadığından bir türlü huzuru bulamıyor. Deli dolu yaşamayı oyun haline getirmiş ve sürekli korumalarından kaçarak muzırlık yapma peşinde. İşte yine öyle bir günde gördüğü çikolata gözlerin sahibi doktoru takıntı haline getiriyor. Neden bu doktor ona hiç bakmıyordu? Neden ilgilenmiyordu? Sürekli onun peşinde dolanıp adamı çileden çıkarmanın peşindeyken hasta kalbinin ellerinden gittiğinin farkında değildi.
.
Doktor Enes, hastaları dışında kendisine helal olmayan hiç bir kadının gözlerine bakmazken bu küçük cadı onu günah sokuyordu. Kovdukça geliyor, geldikçe sınırlarını zorluyordu. Böyle devam ederse evlenmeleri gerekecekti ama her şey o kadar kolay olsaydı keşke. Hasta bir kalp onları birbirlerinden uzak tutuyordu aksi taktirde Kelebek’in kalbi Aslan Kral’ın elinde ölecekti.
“Enes, bir kelebeğin Aslan Kral’ı olmuştu artık. Çocuk masalında yaşıyordu. Kelebek kısa ömründe Aslan Kral’ı gülümsetiyor, sonra Aslan Kral tabiatı gereği onu yaralıyordu. Ve hikayenin sonu…”
“Bu adamı seviyordu. Öyle hoşlanmak falan değildi. Bu adamı prenses elbiselerinden, kumdan kalelerinden, çizgi filmlerinden, balonlardan, hatta asla vazgeçemeyeceği çikolatalı pastadan bile çok seviyordu. Ve en önemlisi… Ona güveniyordu.”
“Hayat! Seni seviyorum. Ama sen beni pek sevmiyorsun. Ne yaparsan yap kurtulamayacaksın benden. Yapışkanımdır, bilirsin. Bana karşı ne kadar acımasız olursan ol, sana inat, yaşayacağım.”
“İnsanlar… Mutluymuş gibi yapıyorlar. Ya da endişeliymiş gibi… En çok da seviyormuş gibi… Hep ‘mış, muş’ gibi… Ama halen yaşamaya devam ediyor ve uzun ömür istiyorlar. İnsan tüm bu sahteliğin içinde nasıl uzun yaşar?”