Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kalbim Ellerinde

Şeyma Demir

Kalbim Ellerinde Sözleri ve Alıntıları

Kalbim Ellerinde sözleri ve alıntılarını, Kalbim Ellerinde kitap alıntılarını, Kalbim Ellerinde en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Aptal ışıklar, aptal binalar ve aptal insanlar..." Neden gökyüzünü yaşamak yerine, yeryüzüyle yetiniyorlardı?
Sayfa 98 - Dokuz YayınlarıKitabı okudu
Bazen insan sadece tanıdığı birine benzemekten korkardı. Bazen de insan bu düşüncesinin hissiyle bile hayatının güzel yanlarını siler,atar ,kendini törpülerdi.
Reklam
“ Kalbi, bu adamın ellerinde son buldu…”
Dokuz yayınlarıKitabı okudu
“Eslem bu tuhaf anda bir şey fark etti. Bu adamı seviyordu. Öyle hoşlanmak falan değildi. Bu adamı prenses elbiselerinden, kumdan kalelerinden, çizgi filmlerinden, balonlardan, hatta asla vazgeçemeyeceği çikolatalı pastadan bile çok seviyordu. Ve en önemlisi... Ona güveniyordu.”
Sayfa 191Kitabı okudu
Arkasına bile bakmadan koştu. O hep koşardı. Kalbini acıtsa da, kaçmak için mükemmel bir yoldu... Bu sefer kahkaha atmıyordu. Yine ağlıyordu. Ağlamaktan nefret eden bir kız için ne büyük bir ironiydi. Gözyaşları koştuğu zemine birer inci tanesi gibi düştü. Ayaklarıyla ezdi insanlar. Onları kıymetsiz kıldı. Eslem'i kıymetsiz kıldı...
Sayfa 165 - Dokuz YayınlarıKitabı okudu
“Bu adamı seviyordu. Öyle hoşlanmak falan değildi. Bu adamı prenses elbiselerinden, kumdan kalelerinden, çizgi filmlerinden, balonlardan, hatta asla vazgeçemeyeceği çikolatalı pastadan bile çok seviyordu. Ve en önemlisi… Ona güveniyordu.”
Sayfa 191Kitabı okudu
Reklam
Gözlerini gökyüzüne kaldırıp, görmediği o güce seslenmek istedi. Kafasını hafifçe yana eğdi. Göremeyeceğini, aklının almayacağını bildiği hâlde merakla oraya baktı. Kaç kat uzaktaydı? Ne kadar büyüktü? Ne denli akıl sır ermeyecek bir kuvvetti? Eslem'in kocaman hayal gücü bile onu bir kalıba sokamıyordu. Orada bir varlık vardı. Bu varlık bir evren yaratmıştı, evreni parçalara bölmüştü, parçaların her birine özellikler vermişti. En ufaklarından birine ise yaşayan, üreyen, yiyen, nefes alan ve ölen varlıklar ekmişti. Bu varlıkları besleyecek bir düzenek, nefes alacakları atmosfer, uyuyacakları gece ve uyanacakları gündüz vermişti. Babası bu dünyanın hiç yoktan var olduğunu nasıl düşünürdü? Bir çekirdek bile sulanmadan filizlenmezken bu koca düzenek nasıl rastlantı işi olurdu?
Sayfa 123 - Dokuz YayınlarıKitabı okudu
Sen çok fazla hayat kokuyordun. Yanımda durunca kokun bana siner de, ölüm unutur beni, diye düşündüm.
Erva'm
"Sana hep beni birinin sevmesini istediğimi söylerdim. Sen de bana, 'Ben seni seviyorum ya abla,' derdin taşkın taşkın. Anlayamazdın beni. Ben de kendimi anlayamazdım. Etrafımda gördüğüm evlilikler öyle düz, öyle sevgisizdi ki, 'Evlilik böyle bir şey olsa gerek," diyordum. Annem vardı. Sen vardın. Ne bileyim, şükretmek için bir sebepti işte bu. Ama içimde bir boşluk... Nasıl doldurulacağını bilmediğim, acıtan, sızlatan ama asla dolmayan bir boşluk vardı. Sonra biri geldi... O biri ki, ben onu ilk başta babama benzetmiştim." ... "En sevdiğim adamı babama benzetiyordum. Niye mi? Çünkü gözümü açtığımda gördüğüm tek erkek babamdı. Başka türlüsünü kestiremiyorum. Kendime en yakın olanı da yine ona benzetecektim elbette."
Sayfa 185 - Dokuz YayınlarıKitabı okudu
Ablasını babasından korumaya çalışan küçük adamdı o. Annesinin ağlama seslerini duymamak için eliyle kulaklarını tıkayandı. Hayatta en nefret ettiği adam babası olmasına rağmen, şimdi bir babanın açlığını çekendi. Erkek adam dayanacak bir sığınak arardı; bir baba, bir ağabey...
Sayfa 30 - Dokuz YayınlarıKitabı okudu
193 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.