Muhyiddin Arabî hakikati, soyut bir gemi gibi tasavvur ederken söylediklerinin Kur'an'dan alınan bilgiler olduğunu belirtiyor. "Meclislerimde ve tasniflerimde konuştuğumuz her şey, Kur'an'ın huzurundan ve hazinelerinden gelir. Bana Kur'an'ı anlamanın ve Kur'an'dan yardım almanın anahtarları verilmiştir. Bütün bunlar Kur'an'ın dışına çıkmadığımız sürece geçerlidir. Kuşkusuz bu bağışların en yücesidir. Ancak zevkine varan,menzilini nefsinden bir hal olarak müşahade eden ve Hakkın, sırrında kendisiyle konuştuğu kimse bunun değerini bilir. Çünkü Hak, vasıtaları kaldırmak suretiyle, sırrında kuluyla konuştuğu zaman, onun seninle konuşmasına senin sözlerini anlamanda eşlik eder. Onun seninle konuşması, senin onu anlamanın aynı olur ve ondan geri kalmaz. Eğer senin anlaman, onun seninle konuşmasından geri kalırsa bu Allah'ın kelamı olmaz. Bunu kendi içinde hissetmeyen kimse, Allah'ın kullarıyla konuşmasına dair ilimden nasipsizdir." sayfa 49
Teslime Gülsen Nurdoğan