Kalede 1 Başına

Sunay Akın

Kalede 1 Başına Quotes

You can find Kalede 1 Başına quotes, Kalede 1 Başına book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Çocukların taşlardan yaptıkları kalelerin üst direkleri yoktur. Havadan çekilen bir şutun gol olup olmaması, o kalede duran kalecinin boyuna göre hesaplanır. Kalecinin boyu ne olursa olsun zıpladığında yakalayamayacağı yükseklikten geçen top gol sayılmaz. Çocuklardaki kaleye geçen arkadaşlarının boyuna göre düzenledikleri bu adalet duygusuna büyüklerin dünyasında rastlanılmaz.
555K
biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya anamız çay demliyor ya güzel günlere sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız bu, böyle gidecek demek değildir bu işler biz şimdi yan yana geliyoruz ve çoğalıyoruz ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını işte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz. Cemal Süreya
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
İlk nikah memurumuz Ubeydullah Efendi neden hiç evlenmediğini soranlara şu yanıtı verir: “Yıllardır bu kadar genci evlendirerek günahlarına girdim, bari kendi kendimin günahına girmeyeyim.”
Çocuklardaki kaleye geçen arkadaşlarının boyuna göre düzenledikleri adalet duygusuna, büyüklerin dünyasında rastlanmaz.
İlk nikah memurumuz...
Beyoğlu Belediyesi'nde görev yapan Ubeydullah Efendi neden hiç evlenmediğini soranlara şu yanıtı verir: "Yıllardır bu kadar genci evlendirerek günahlarına girdim. Bari kendi kendimin günahına girmeyeyim."
Köy enstitülerinin tamamı, Demokrat Parti'nin iktidarda olduğu 1951 yılında kapatılır. Kitapların sadece 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında yakıldığını sanmak büyük bir hatadır. Işte, köy enstitüsü müdürlerinden Hürrem Arman'ın anlattıkları: "Jurnaller ve baskınlarla enstitülerde bir terör başlatıldı. Yüksek köy enstitüsü mezunlarından 23 kişi çavuş çıkarıldı, tüm mezunlar baskı altına alındı. Kitaplıklardaki kitaplar ayıklandı, yakıldı. Son iki sayısı bir arada çıkarılan Köy Enstitüleri dergisinin on binlere varan sayısı Izmit Kağıt Fabrikası'nda hamur edildi."
Reklam
1980 yılının 30 Ekim günü, “bir olay yeri tespiti için” Fatsa'nın Çullu Tepesi'ne götürülür Sadi Ekiz. Ağzında kan kokusu, temiz havayı ciğerlerine çekerken göğüs kemikleri sızlar. Karadeniz'in üstünde özgürce uçan martılara bakar, Fatsa'nın tüten bacalarına. Ve bir ses: “Hadi, hemen, koşarak git buradan!” Birkaç adım atar ki, ne olacağını anlar.“ Kaçmaya çalıştı, biz de vurduk” diyeceklerdir. Durur ve yüzünü katillerine döner... Eli tabancalı adamlardan biri Sadi Ekiz'in mavi gözleriyle göz göze gelir. Oysa, futbolda bir kural vardır: Penalti atarken asla kalecinin gözlerine bakmayacaksın. Bakarsan golü kaçırırsın. Birbiri ardına kurşun sıkılır Fatsaspor'un kalecisi Sadi Ekiz'e.. Orduspor'un “1” numaralı formasını giyen oyuncusuna... Ereğli Demirçelikspor'un file bekçisine... Fındık üreticisi babası işlerine yardım etmesi için geriçağırmıştır Sadi Ekiz'i... O da kaleciliği bırakarak Fatsa'ya,ekmeğini alınteriyle kazanan, emekçi babasının yanına dönmüştür... … Derler ki, ateş etmeden önce, kaleci Sadi Ekiz'in gözlerine bakan aklını kaçırır... Ve sürekli olarak haykırır acı içinde: “Git dediğimiz anda, birkaç adım atarak geri dönmesini ve mavi gözleriyle bize çaresizce bakmasını hiç unutamıyorum.”
Çocuklardaki, kaleye geçen arkadaşlarının boyuna göre düzenledikleri bu adalet duygusuna, büyüklerin dünyasında rastlanilmaz.
Sayfa 138Kitabı okudu
Bir gün bir cami avlusunda güvercinleri taşladım Gözleri kör bir kadın mısır satıyordu Ağlamak istedi ben güvercinleri ürkütünce O an düşünmedimse de sonradan aklıma takıldı Gözleri kör bir kadın nasıl ağlar diye. Edip Cansever
Sayfa 132Kitabı okudu
548 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.