Eski bir şeyhin dikkat çektiği gibi, eğer birisi "Sen ne kadar iyi adamsın!" dediği zaman bu sizi "Sen ne kadar kötü adamsın sözünden daha fazla mutlu ediyorsa, o zaman bilin ki siz hâlâ kötü bir kişisiniz.
Şeyh Muzaffer Efendi sürekli olarak, her
bir tebessüm ve her bir şefkat dolu sözün kalbi yumuşattığını;
her bir incitici, söz
ya da eylemin ise kalbi katılaştırdığını söylerdi.
" Bizler akıl ve bedenden daha fazlasıyız. Kutsal ruhun beden giymiş hâliyiz. Ne zaman insan psikolojisinin derinliğini keşfetsek, bu ebedî İlâhî kıvılcıma rastlarız."
Bir zamanlar hırsız olarak yetişen bir genç vardı. Çocukken eve çaldığı yumurtalarla gelirdi. Annesi, yumurtaların nereden geldiğini sormak yerine, onu yiyecek getirdiği için över ve ona en çok sevdiği yumurtalı yemekleri yapardı. Sonra eve tavuk, daha sonra da koyun getirmeye başladı. Bir müddet sonra eve para getirdi. Her defasında annesi onu takdir etti ve bu hediyelerin nereden geldiğini asla sormadı.Güvenlik güçleri sonunda onu yakaladıklarında, genç adam çoktan bir soyguncu ve katil olmuştu, idama mahkum edildi. Son isteği annesinin darağacının yanına getirilmesi oldu. Annesine yanına yaklaşmasını ve ona dilini göstermesini istedi. Annesi bu tuhaf İsteği yerine getirince, hırsız annesinin dilini o kadar sert ısırdı ki kanlar fışkırdı
Genç adam bunun nedenini şöyle açıkladı; "Benim son isteğim beni bu kadere mahkum eden dili ısırmaktı. Eğer annem eve getirdiğim şeyleri nereden bulduğumu sorsaydı, Hırsızlığımdan dolayı beni azarlasa ve cezalandırsaydı, asla bir hırsız olmazdım. Onun aşın hoşgörülü dili benim en büyük düşmanım oldu
Güçlü bir ego ise kibir ve bencilliği sonuç verir. Paradoksal olarak, insanların büyük bir kısmı, kendi kendinden kuşku duymaktan dertlidir ve bunu aşırı şişirilmiş bir negatif ego ile örterler.