Kamelyalı Kadın kitaplarını, Kamelyalı Kadın sözleri ve alıntılarını, Kamelyalı Kadın yazarlarını, Kamelyalı Kadın yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Her şeyin azda bulunduğuna inananlardanım ben. Çocuk küçüktür onda insan gizlidir; beyin dardır, düşünceyi barındırır; göz yalnızca bir noktadır, bütün dünyayı kucaklar." Sayfa 49
Açıkçası kitaba başlarken bu kadar içli ve etkileyici bir eser beklemiyordum.
Meşhur Alexandre Dunas'ın gayrimeşru oğlu olan Alexandre Dumas Fils 1824'te Paris'te doğmuş. Özellikle tiyatro türü eserler veren yazarın Kamelyalı Kadın isimli eserinin ilk baskısı 1848 yılında yapılmış. Eserlerinde özellikle ahlâk ve ailenin önemini vurgulayan yazar, haksızlığı, ikiyüzlülüğü de eleştirir.
Kamelyalı Kadın tamamen gerçek olaylardan esinlenerek yazılmış. Yazar kitaba başlarken;
"1847 yılı Mart ayının 12'sinde, Laffitte Caddesinde, mobilya ve zengin antika eşyaların satılacağını bildiren büyük bir sarı ilan okudum. Bu satış bir ölüm sonunda yapılıyordu. İlân ölen kişinin adını bildirmiyordu. Ama, satış Antin Sokağındaki 9 numaralı evde, ayın 16'sında, saat on ikiden beşe kadar yapılacaktı.
İlânda ayrıca, ayın 13'ünde ve 14'ünde apartmanın ve eşyaların görülebileceği yazılıydı.
Antika eşyalara karşı her zaman ilgi duydum. Almak için olmasa bile, hiç değilse görmek için bu fırsattan yararlanmaya kesin karar verdim.
Ertesi gün, Antin Sokağındaki 9 numaraya gittim."
sözleri ile başlıyor ve son derece akıcı bir anlatımla devam ediyor. Böyle deyim yerindeyse hislere vura vura anlatıyor.
Etkileyici ve güzel bir eser. Tavsiye ediyorum.
Herkese faydalı okumalar dilerim.
Her şeyin azda bulunduğuna inananlardanım ben. Çocuk küçüktür onda insan gizlidir; beyin dardır, düşünceyi barındırır; göz yalnızca bir noktadır, bütün dünyayı kucaklar.
İyi olalım, genç olalım, özü-sözü bir, içi- dışı bir doğru olalım! Kötülük yalnızca boş bir gururdur, İyiliğin büyüklenmesini elde edelim. Özellikle de umutsuzluğa kapılmayalım. Ne ana, ne kız kardeş, ne evlât, ne de eş olan kadını hor görmeyelim. Saygıyı yalnızca aileye, hoşgörüyü yalnızca bencilliğe indirmeyelim. Madem ki Tanrı bir günahkârın tövbesiyle hiç günah işlememiş yüz âdilin sevabından daha çok hoşnut oluyor, Tanrı'yı hoşnut etmeye bakalım öyleyse, Bunu bize, gerektiğinde, faiziyle geri verebilir. Yolumuzun üzerinde, yeryüzü tutkularının, isteklerinin mahvettiği kimselere bağışlamamızın sadakasını bırakalım. O zavallı yaratıkları belki de tanrısal bir umut kurtarır, kimbilir. Kendi buluşları olan ilacı salık verirken iyi yürekli yaşlı kadınların dedikleri gibi, bunun hiçbir yararı olmasa da zararı dokunmaz.
O ruhlar ki, çoğu zaman, kanayan yaralarından, bir hastanın zararlı kanı gibi geçmişlerinin kötülüğünü dışarı atarlar ve yaralarını tımar edip gönüllerinin nekahat dönemini geri verecek bir dost eli beklerler.