Kan Gibi Vakte Düşen
Turan KoçKan Gibi Vakte Düşen Posts
You can find Kan Gibi Vakte Düşen books, Kan Gibi Vakte Düşen quotes and quotes, Kan Gibi Vakte Düşen authors, Kan Gibi Vakte Düşen reviews and reviews on 1000Kitap.Ün
Ün
Elif, lâm, mim
ben okuma bilmem
Çoook uzun sürdü demirin demir
kömürün kömür olduğunu öğrenmem
ama hâlâ çözebilmiş değilim
batık kentlerin dilini
hâlâ ayla aydınlanıyor gecem
Nasıl da çabuk geçiyor her şey
hiçbir yağmur kandırmadı denizimi
yalnızlığım benim
fincan gözlü cariyem
tek-ü tenhâ geçiyorum caddelerden
bir derviş gibi kendi kanıyla alıp abdestini
böyle başladı ün
böyle sürüyor denenmem
Kan Gibi Vakte Düşen/Turan Koç
İşte kentin ortalarına doğru gittikçe derinleşiyor
gürültü. tam öyle bir anda asılı çamaşırlara,
pazar yerlerine, çılgınlıklara ve ezanlara bakarak desek ki: kendimize yenilmememiz için ne var?
şair ve hamal bizdendir ve bahar demek sınav demektir kaç kişi ölüyor günde bu bulvarlarda, etin zindanında, güneşlerde, bu sinemalarda.
desek ki kaynar kazana atılan buz erimez mi, biz mi?
- AH ESKİ KEMİK, AH ESKİ DERİ
Sayfa 132
Oysa iyi şeyler düşünmek için
Gün yemek gerekmiyor
Ve hüzünlenmek içinde
Kente akşamlar gibi dağıldığıma bakma
kırmızı sirenler renginde yürek bükülü
Ah kanın akışına kıvrılırken saatler
her tarafım kalptir her yanım kalp külü
Su tüter çiy kırılır; kim bilir ellerinde
bir akşamdır sunarım kanla köpürtülü
Sayfa 42
Bakışımlı Yalnızlık
Senin bu susman yok mu
akşam oluyor hemen
Akşam oluyor hemen
varışın, kapanışın
Aşkın bu nesnel dayanağı
bu gözyaşı, yakarışın
Evler boş, çay kırmızı birden
birden saçlarına aldanışın
Sayfa 74
Kın
Hüzün müydü kaynayıp duran evlerde
acı mıydı damıtılan
kahvelerde
camiler gelir gider miydi evlere
evler akar mıydı camilere
sonsuz baba sonsuz amca sonsuz ağabey-
lerle sonsuz kardeşlerle
görülmemiş eleğimsağmalar mıydık
ikindilerde
ölümsüz ışıltı mıydık
birbirimizin gözünde
karışır mıydı anlatılan öykülere
aydınlık anne çizgileri
kokulu Miraç gecelerinde
Sayfa 115 - İz
bir şey var işte bak oturuyor sineye sine sine..
Senin bu kapılara asılı gülüşün
bu sakız köpürmesi düş izleri gençliğimizin
Teninin altı ışık senin, onun altı gene ışık
Konuştukça boşluğa düşüyor sesin
ey kadim ve kullanılmamış bir denizin sahibi
anlat o mavinin
eskisini yenisini