Spoiler içerir!
Candide veya İyimserlik, Candide adında saf mı saf birinin başından geçenler üzerinden iyimserlik kavramını irdeliyor/iğneliyor. Candide büyük bir iyimserlik inancıyla dünyanın en güzel ülkesinin en güzel şatosunda en iyi insanlarla yaşadığını düşünürken başına gelen olaylar onu dünyanın dört bir yanına sürüklüyor. Almanya, Fransa, İngiltere, Amazonlar, İspanya, Venedik... ve en son Türkiye'ye geliyor. Bu gezdiği ülkelerde ne kadar iyimserliğini korumaya çalışsa da, görüyor ki dünyanın her tarafında kötülük, haksızlık, savaş ve acı var (hayali ülke Eldorado hariç). En sonunda fark ediyor ki iyimserlik falan güzel ama karın doyurmuyor, gerçekçi değil.
Akıcı bir kitaptı. Çoğu zaman gülümsetti ama Candide'in bir sürü yolculuk yapması bazen sıktı. Voltaire birçok kişiye göndermede bulunmuş, eleştirmenlere filozoflara... Ama bunlar daha çok o dönemde o bölgede sanat dünyasında, politikada yaşanan olaylarla ilgili, o yüzden dipnot olmasa anlaşılması zor iğnelemeler var. Okuduğum baskının çevirisi çok iyi değildi, bu baskıyı önermem.