Birilerin adaletli olması gerekiyordu. Anne karnında öldürülen bebeklerin ağlama sesleri kulaklarımı tırmalarken bu duruma kayıtsız kalamazdım.
Katil
Sergey’in yüreğine adım atmak ancak rüyalarıma yakışırdı farkındaydım… Görünmez gerçekler kulağıma bataklığının üzerinde yürüdüğümden bahsetse de, sağırlığımı seçtim. Hatayı en başında işlediğimi farkına vardığım da kabus beni çoktan yutmuştu. Onu deliler gibi severken ölümüne sebep ben olacağımı ise hiç düşünmezdim.
Maşa
Maşa’ya karşı duyduğum sınırsız sevgi miydi yoksa onun bana karşı duyduğu dev sevgi becerisine merakım mı bilemedim? Yazgının ona gösterdiği kapıları birer birer önümde açıldıkça bir değil birkaç Maşa’ı tanıma fırsatım doğmuştu. Ne tuhaf ki onlardan kaçacağım yerine her birine aşık olmuştum. Ama gene de kendimden fazla hiç kimseyi sevmedim.
Sergey
Sevginin, ihanetin, sadakatin ölümsüzlüğü ortasında kalan Maşa düştüğü çıkmazdan kurtulur mu? Yoksa kaderin ona sunduğu labirent yoların ortasında kala kalır mı? Maşa merhametin ve cinayetin aynı parmak izine sahip olduğunu öğrenecek mi? Yoksa cinayetin bir tesadüf sonucu olduğunu mu düşünecektir? Eğer katil köpekse onun gölgesinde gizlenen kim?