Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

ABD Yapımı İki Hain Gücün 15 Temmuz Hesaplaşması Üzerine

Kanunsuzlar 3

Nurullah Ankut

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Nurullah Ankut'tan: Karşı-devrim ve devrim cepheleri
...aslında bütün savaşlarda iki cephe savaşır. Mesela, bugünkü Ortadoğu’da ve özellikle de Suriye’de yoğunlaşmış bulunan savaşa bakalım: Burada, bir Emperyalistler Cephesi vardır. Amaçları ise, hep söylediğimiz gibi, BOP çerçevesinde Ortadoğu’yu kendi çıkarlarına en uygun düşecek biçimde yeniden şekillendirmektir. Bu cephenin özgücü ABD Emperyalistleri ve AB Emperyalistleridir. Yedek güçleriyse, Siyonist İsrail’dir. Trump’ın deyişiyle; “ABD’nin dünyadaki tek stratejik müttefiki”dir, İsrail. Suudi Arabistan’dır, Katar’dır, Kuveyt’tir, Birleşik Arap Emirlikleri’dir, Türkiye’dir. Ve ayrıca da bölgedeki kara gücü olarak kullandığı PKK PYD-YPG’dir. Barzanistan’dır. Ve de dünyanın her yerinden devşirip, ezici çoğunluğunu Türkiye üzerinden Suriye’ye geçirdiği meczuplaştırılmış, insanlıktan çıkarılmış, canavarlaştırılmış, Ortaçağcı bir din devleti kurmayı amaçlayan cihatçılardır. Demek ki, Emperyalizm Cephesinin-Karşıdevrim Cephesinin, Amerikancı Cephenin öz ve yedek güçlerini oluşturan unsurlar bunlardır. Bunlar kiminle savaşmaktadır? Ya da kime karşı savaşmaktadır? Bölgede ülkesini, vatanını ve halkını savunan Beşşar Esad liderliğindeki Suriye’nin meşru Baas İktidarı’na karşı savaşmaktadır. Demek ki, Antiemperyalist Cephenin özgücü de Beşşar Esad ve meşru Baas Rejimi’dir. Yedek güçleri ise, İran’dır, Hasan Nasrallah liderliğindeki Lübnan Hizbullahı’dır, Rusya’dır ve Çin’dir. Ve bir de, Türkiye’nin de dahil olduğu Ortadoğu Halklarının antiemperyalist, devrimci, demokrat güçleridir.
Sayfa 39 - Derleniş YayınlarıKitabı okudu
Nurullah Ankut'tan
(s.87) Birkaç gün önce eski MİT Müsteşarı Emre Taner konuşmuş orada. Tabiî orada olanların tamamı gibi o da, “Benim Feto’yla hiç görüşmüşlüğüm, tanışmışlığım yok. Ben pirüpakım. Hatta, Fetoculara karşı da mücadele ettim, elimden geldiğince. Zaten bizim zamanımızda da MİT’te vs.de FETÖ’cü yoktu.”, mealinde demagojik cümleler döktürmüş. Zaten hep
Sayfa 87 - Derleniş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Nurullah Ankut'tan
Hatırlanacaktır; bunlar, 10 yıllar boyu Laikliğin önemini de hiç kavramadılar. Biz platformlarda, toplantılarda, gençlik ve aydın ortamlarında Laiklik dedikçe, bize şiddetle karşı çıktılar. “Bizim Müslüman halkımızla bir sorunumuz yok. Laiklik Kemalistlerin işi, Laikçi Teyzelerin işi. Bizim ne işimiz olur ki Laiklikle?”, dediler. Ortak hazırlanan bildirilere Laikliği savunmayı öneren tezimizi koyduramadık. Onlar çoğunluktu, biz bir başımızaydık. Bu adları keskin “Komünist”, “Marksist-Leninist”, “Askerileştirilmiş Politik Savaş Stratejisi” uyguladığı iddialarını taşıyan; özlerinde ise tüm yapıp ettiklerinin küçükburjuva anarşizminden başka hiçbir şey olmadığı, bilimin ışığında ayan beyan meydanda olan sözde sollarımız, bizi “Şeriat paranoyası görmek”le suçladılar. Bir suçlamaları daha vardı: “Sevr paranoyası görmek.” Bize yönelik bu suçlamaları kayıtlıdır, o günlerde karşılıklı yazılıp çizilen sayfalarımızda. Bugün, olaylar en kör gözlere bile içerdiği gerçeği batırmıştır artık. Türkiye, hızla Ortaçağ’ın karanlıklarına yuvarlanmaktadır. “Tayyibistan Faşist Din Devleti” tuğla tuğla örülmektedir. Ve Yeni Sevr ya da bugünkü adlandırılmasıyla BOP, adım adım hayata geçirilmektedir.
Sayfa 29 - Derleniş YayınlarıKitabı okudu
Nurullah Ankut'tan
Şanlı Gezi İsyanı’mızda PKK-HDP, devrimcileri sırtından vuruyor, açıktan AKP’giller yanında saf tutuyordu. Bu ihanetlerini de şöyle diyerek savunuyordu Demirtaş: “(...) Ama şöylesine bir hareket içerisine de girildi. ‘Bu şekilde hükümeti devirecek, darbeye doğru götürecek bir halk hareketini çıkarabilir miyiz? Ya da bu halk hareketini darbeye kanalize edebilir miyiz?’ Böyle bir arayış oldu. Bunu, biz hem sokaktaki gözlemlerimizle hem de arkadaşlarımızın tespitleriyle rahatlıkla ifade edebiliyoruz. Bu bir spekülasyon değil. Biz bu kısmına şiddetle karşı çıktık. Bu yüzden de bir mesafe koyduk. Buradan bir darbe çıkarmak isteyenlerle birlikte olmayız biz.” Yine İmralı’da Öcalan; “Gezi’de 17-25 Aralık’ta AKP devriliyordu, biz kurtardık.”, diyerek bu ortaklıklarını net biçimde ortaya koyar.
Sayfa 21 - Derleniş YayınlarıKitabı okudu
Nurullah Ankut'tan
...CIA’nın eski Ortadoğu Masası Şefi Graham Fuller aynen şöyle demişti: “Benim kişisel hissiyatım ise Türkiye’de daha çok sol hareket görmek isterdim. Çünkü bence en büyük ihtiyaç bu.” Düşünebiliyor musunuz, arkadaşlar? Kıdemli, kaşar, eli kanlı CIA Şefi, Türkiye’nin daha fazla sola ihtiyacı var, diyor. Ben Türkiye’de daha çok sol hareket görmek isterdim, diyor. Hani halkımız böyle durumlarda, “Gel de şaşma!”, der. Gerçekten de öyle. Dünya tersine mi dönmeye başladı? Güneş Batıdan mı doğacak bundan böyle? Bu yaşımıza kadar bütün doğru bildiklerimizin tersi mi doğru acaba?, der insan, değil mi? Tabiî eğer ajanın içtenliğine inanmış olursanız dersiniz bunları. Fakat, bu alçak CIA’cının bu demagojik ifadeleri söylerken bile, aslında neyi kastettiğini bilirseniz, hiç şaşırmazsınız. Onun kastettiğinin yani onun görmek istediği “sol”un; CIA’nın, dolayısıyla da ABD Emperyalistlerinin çıkarlarıyla bire bir uyumlu olduğunu anlarsınız. Onun istediği sol, Irak’ta ABD işgalini ve ABD’nin ülkeyi bir yangın yerine çevirmesini, ölüm tarlalarına çevirmesini alkışlarla karşılayan, adı “Komünist Partisi” olan, gerçeklikte ise antikomünizmin en şerefsizcesini yapan sözde soldur. Böyle sollara ABD kucak açar, bayılır onlara.
Sayfa 117 - Derleniş YayınlarıKitabı okudu
Nurullah Ankut'tan
Hatırlanacaktır; Selahattin Demirtaş da tâ Diyarbakır İHD Başkanı olmazdan önce, 2005 öncesinde, devşirilip Amerika’ya götürülmüştü. Ve üç haftalık bir ajanlaştırma kursundan geçirilerek “Usta Ajan” statüsüne yükseltilmişti. ABD, bu ajanlaştırma kurslarının adına ne diyordu? “Uluslararası Liderlik Ziyaretçi Programı”, diyordu. Biz, Demirtaş’ın bu ajanlaştırılma işini Wikileaks belgelerinde görüp okuduk. Yine hatırlanacaktır; Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak ve Ahmet Türk’ten oluşan HDP heyeti, dört yıl kadar önce ABD’ye gitmiş, “Düşünce Kuruluşu” adlı CIA kuruluşlarında konuşmalar, görüşmeler yapmıştı. Ayrıca da, açıkça söylemişlerdi: “ABD’den Suriye’de bize rol vermesini istedik.”, diye. Yani “Emret efendim, yapalım.”, diyorlar. ABD de zaten emretmişti: “Hadi bakalım BOP’u elbirliğiyle hayata geçirelim.”, diye. Beş yıldan bu yana da bunu yapıyorlar Suriye’de. “ABD Özel Kuvvetleri”yle birlikte, insan öldürmekten özel bir zevk alan sapık cellâtlar güruhundan oluşan “Black Water”larla birlikte, “ABD Hava Kuvvetleri”yle birlikte ve de ABD’nin kendilerine verdiği silahlarla savaşıyorlar, Suriye’nin Antiemperyalist Beşşar Esad liderliğindeki Baas İktidarı’na karşı. Yine hatırlanacağı gibi, zaman zaman da ABD bayraklarıyla donatıyorlar, Suriye’deki PYD Kantonlarını. Zaman zaman da Kürt gençlerine “Biji Serok Obama!” sloganları attırıyorlar.
Sayfa 110 - Derleniş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Nurullah Ankut'tan
...Devam ediyor Bahçeli: “Devlet çarkı ağır aksak dönüyor.” Ortada normal hukuku olan bir devlet mi bıraktınız ki çarkı dönsün normal biçimde... Var olan, Kaçak Saraylı Reis’in, namuslu Deniz Feneri Savcısı Abdülvahap Yaren’in söyleyişiyle; “Hırsızlar İmparatorluğu”dur. Ya da Kaçak Saraylı’nın çete hukukuyla yönetilen bir çete devletidir. Yani gayrimeşru bir devlettir. Hukuksuz ve kanunsuz bir devlettir. Her şey Kaçak Saraylı Reis’in iki dudağı arasından çıkacak buyruklarına göre yapılıp edilmektedir.
Sayfa 77 - Derleniş YayınlarıKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.