Kara Davud Delâil-i Hayrat Şerhi Sözleri ve Alıntıları
Kara Davud Delâil-i Hayrat Şerhi sözleri ve alıntılarını, Kara Davud Delâil-i Hayrat Şerhi kitap alıntılarını, Kara Davud Delâil-i Hayrat Şerhi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ey dinlemek, dinlemekten zâtını almayan, ey mes'eleler, kendisini yanıltmayan, ey ısrarcıların ısrarı kendisini yormayan, bana affının serinliğini tattır. Keza mağfiretinin tadını da..
(namaz akabinde okunmasını belirtiyor)
Hızır (a.s.) ayrılık zamanı gelince Musa'ya şu vasiyeti yaptı:
- İlmi, konuşmak ve söylemek için öğrenme; gereği ile amel ve bilmeyenlere de öğretmek için öğren.
Sonra şöyle dedi:
- Yâ Musa, kalb, bir kalıp ve bir sandık gibidir. Onun içine ne koyduğuna bak.
Devam etti:
- Dünya karar kılınacak yer değildir; bunun için, ondan sana ne kadarı yeterse, o kadarını iste.
Allah sevgisinin yolu: Resulüllah S.A. efendimizden geçer. Allah-ü Taala'nın nasıl sevileceği Resulüllah S.A. efendimizden öğrenilecektir. Bunun için de, Resulüllah S.A. efendimizin sünnetine uymak gerekir. Ona uymak için de, Resulüllah S.A. efendimizi candan sevmek icab eder.
Resulullah (s.a.v.) Efendimiz pak vücudları ile, cevherden merdiven ile diri olarak Kuds-ü Mübarekten semaya uruc etmiştir. Böyle manaya sahip olmak; nebiler ve resuller arasında ancak Resulullah (s.a.v.) Efendimize mahsustur. Bundandır ki, Resulullah (s.a.v.) Efendimizin ism-i paklerine : SAHİB’ÜL-MİRAC denildi.
İbn-i Cevzî (r.h.) şöyle anlattı:
-Ebu Leheb öyle bir kimsedir ki; Yüce Hak, kelâm-ı kadiminde bir sûrede onu ve karısını zemmetti ve cehennem ehli olduklarını haber verdi.
Böyle bir kâfir, Resulullah (s.a.v) Efendimizin doğumuna sevindiği için azabı tahfif olursa…
Cenab-ı Hakkı tevhid eden, Resulullah (s.a.v.) Efendimizi tasdik, getirdiğini kabul edip ümmeti olan kimsenin cehennemden azad olacağında ve ilâhi rahmete vâsıl olacağında asla şüphe yoktur.
Ebu Süleyman Darani şöyle anlattı:
Bir kimse, Allah-ü Taâlâ'dan bir hacet dileyeceği zaman; Resûlüllah S.A. efendimiz üzerine çokça salâvat getirsin. Bundan sonra, hacetini Allah-ü Taâlâ'ya arz etsin.
Duâsının sonunu da, yine Resulüllah'a S.A. salavat okuyarak tamamlasın.
Allah-ü Taâlâ, iki salavat arasında yaptığı duâyı kabul buyurur. Çünkü: Allah-ü Taâlâ çok kerem şanlıdır, iki makbul salavatın arasında makbul olmayan şey bırakmaz.
Bu salât onun ÅL'ine de olsun.
Yani: Tebaiyet yolu ile, Resulüllah S.A. efendimizin Âl'ine.
Âl, için yedi mana verilmiştir. Ancak, duâya yakışan, altta anlatılan manadır. Resulüllah S.A. efendimize okunan salavat-ı şerifede geçen ÂL'in kim oldukları sorulduğu zaman, Resulüllah S.A. efendimiz şöyle buyurdu:
**Küfürden ve şirkten korunan her mümin.**
Bu manaya göre, Resulüllah S.A. efendimizin davetine icabet eden her
mümin, ÂL'i sayılır. Böyle bir mana, en münasibi ve en uygunudur.