Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kara Sevdam Balkanlar

Rıza Hekim

Kara Sevdam Balkanlar Hakkında

Kara Sevdam Balkanlar konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
0/10
0 Kişi
2
Okunma
1
Beğeni
385
Görüntülenme

Hakkında

Yaşadığı toplumda başkalarıyla iletişim halinde olmak, insanoğlunun en temel ihtiyaçlarından biridir. Bu fenomen, ilk girişimi yapanla muhatabı arasındaki yakınlaşmayı sağladığından her iki taraf için de sonsuz mutluluk verici olur. Gezip gördüğüm, yediğim ve içtiklerimden, keyif alırken, herkesin yanımda olmasını istiyor, tüm güzellikleri dostlarımın, hatta diğer insanların da yaşamasını arzu ediyordum. Ancak esas güç olan ise, böyle bir şeyin mümkün olmadığını bile bile ısrarımda direnme kararlılığımı sürdürmemdi. Bu güzel anıları geri dönünce yeniden yaşamak ümidiyle, yanımdan hiç ayırmadığım defter, kalem ve fotoğraf makinem gezi boyunca devamlı elimin altındaydı. Bir yandan rehberi dinleyip, not alırken, diğer taraftan da etrafı gözlemleyip, bol bol görüntü kaydediyordum. Dokuz günde altı ülke gezdik. Sonunda topladığım bilgi ve belgelerdeki Balkanlar' ın o büyüleyici güzelliğini, yaşadığım duygularla yoğurarak, mutlaka başkalarının önüne koymam gerektiğine inanmaya başlamıştım.. Paylaşmanın mutluluğuna bir türlü doyamayan ben, işte bu yüzden, böyle bir anı romanın ortaya çıktığını fark ettim. -Rıza Hekim- (Tanıtım Bülteninden)
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 46 dk.Sayfa Sayısı: 168Basım Tarihi: Nisan 2014Yayınevi: Arı Sanat Yayınevi
ISBN: 9786055021108Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Yazar Hakkında

Rıza Hekim
Rıza HekimYazar · 3 kitap
Giresun'un Tirebolu İlçesi'nde doğdu. Perşembe [Vona] Öğretmen Okulu'nu bitirdi. Genç yaşta, Anadolu'nun kurak topraklarıyla tanıştı. Konya Karapınar'ın İslik Köyü'ne vardığı ilk günün akşamı, köy odasında tek başınaydı. Geride bıraktığı okulunu ve arkadaşlarını düşünerek sabaha kadar uyuyamadı. Ertesi gün, tek bir ağacın bile görünmediği Konya Ovası'nı seyrederken, sanki bunalıma girmiş gibiydi.. Rastladığı köylülere, 'Buralarda yeşil bir yaprak yok mu?' diye sordu. Herkes uzakta, soyulmuş derisi altında kemikleri görünen bir ejderhaya benzeyen kayalıkları gösteriyordu. 'Orada köyün üzüm bağı bulunur,' dediler. Kızgın ağustos güneşi altında 5 km. yürüdü. Yaklaştıkça, kendini yutacak gibi büyüyen kayalıklı tepenin dibine vardı. Herkesin bağ diye tarif ettiği yerde; sararan yaprakları sıcaktan kavrulmuş, birkaç karış boyunda omcalarla karşılaştı. Kuru, tozlu yapraklara doya doya yüzünü sürdü. Onlar bugün olmasa da, dün, yeşil, sevimli ve hayat doluydu.. Doğa zamanın acımasızlığına yenik düşmüştü. Ama bakalım zaman, her şeyi yenecek güçte miydi? İlk ders yılı bazılarına göre pek eğlenceli geçmişti. Ama onun için asla. Daha son sınıfta okurken girdiği, Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Fransızca Bölümü sınavını kazandığı haberi geldi. Bir mektuba, bir de maziye baktı. Her şey daha taptaze duruyordu. Aradan 40 yıl geçse de o tazelik hiç bozulmayacaktı. Mektubu bir anı olarak cebine koydu ve yürüdü. Bazı planları vardı. Bu yüzden kazandığı okula gitmedi. Ardından asker öğretmen olarak gittiği Van-Gevaş İlçesi'nin gol kenarındaki Hasbey Köyü'nde bir yıl, ikinci yıl ise, Van merkez Şehit Kemal Görgülü okulunda çalıştı. Askerliğinin bitimiyle, Giresun'un Görele İlçesi'ne atandı. Görevde 5 ders yılı dolarken, İl Milli Eğitim Müdürü'nün kırıcı bir cümlesi üzerine istifa etti. Artık eşiyle birlikte, Almanya'nın Wuppertal kentindeydi. Alman devleti tarafından, komşu Heiligenhaus Şehri'nde göreve atandı. 14 yıl süreyle burada öğretmenlik yaptı. Görevdeyken, Yüksek Lisan Okulu'nu [Volkshochschule] bitirdi. Bu arada yüzme öğretmeni olarak ihtisas yaptı. Aynı süre içinde, bir Alman bankasında, [Commerzbank] tercümanlık, bir Türk gazetesinde, [Tercüman] muhabirlik ve yazarlık yaptı.