Onuncu Yılımızı İnsanlığın Sevinci Mevlid-i Şerif'le Kutluyoruz.
Sevinçlerini onun dünyayı onurlandırışının sevinciyle çoğaltmaya, üzüntülerini onun dünyaya gelişinin sevinciyle azaltmaya çalışan bir milletiz. O bizim sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafa (sav). Onu her vesileyle anarak hayatımıza anlam katıyoruz. Asker uğurlarken evlatlarımızın peygamber ocağına gittiğini hatırlayarak teskin ediyoruz heyecanımızı. Hac dönüşü Mescid-i Nebevi'den yayılan gül kokusunu armağan ediyoruz
dostlarımıza. Çocuklarımızın kırkı çıkınca sağlıklı oluşlarına şükrediyoruz onun dünyaya gelişini anlatarak. Ölülerimizin kırkıncı gününde mevlidle selam söylüyoruz ruhlarına. Sünnet düğünü yapıp da Hz. Peygamber'i anmamak olmaz, sünnet-i seniyye üzerine yaşamaya söz vermişiz bir kere. Peygamberin kavliyle nikah kıyıp da mevlid dinlememek olmaz; bizim için kurtuluştur mevlid. Vesiletü'n-Necat. Her vesileyle yeniden doğuş.
On yıldır Türkçe yazıyor Karabatak, Türkçe düşünüyor. Kalbi doğduğu andan beri teklemeden Türkçe" diye atıyor. Altmışıncı sayımızın doğum sevincini geleneğimize uygun olarak mevlidle kutlayalım istedik. On yıl boyunca her sayıda yeni bir doğum sevinci yaşadık çünkü. Sadece bir edebiyat ve sanat dergisi değil Karabatak. Yeni şair ve yazarların doğuşuna tanıklık eden bir edebiyat ocağı. Şiirler, öyküler, denemeler ve çizgilerle gürül gürül yanıyor ocağımızdaki ateş. Yeni isimlerin doğumu yeni sevinçlerle karşılanıyor.
60. sayımızda bir mevlid alayı süzülüyor sayfalarımızın arasında. Okudukça mevlid şekerleriyle doluyor ellerimiz, tadı damağımızda kalıyor ikram edilen mevlid şerbetinin. Gül kokusu siniyor sayfaları çeviren parmaklarımıza. Çünkü "Süleyman Çelebi Hz. ve Mevlid-i Şerif"i dergimizin tacı yaptık. Dosyanın hazırlanmasında başta Prof. Dr. Bilal Kemikli ve Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu olmak üzere yirmi dokuz akademisyen ve sanatçımız ilim ve sanat birikimlerini sundu okurlarımıza; Mevlid-i Şerif'i etraflica ele alıp Peygamber Efendimize (sav) duyduğumuz derin sevgiyi anlattılar. Hepsine kalpten teşekkürü borç biliyoruz Karabatak dergisi bir yandan da düşünce dünyamızdaki ağır topların kalesi olmaktan onur duyuyor. İlk sayfalarımızı zenginleştiren isimlerden Hüseyin Su, Türk ve Dünya edebiyatındaki büyük sanatçıların sosyal meseleler karşısındaki duruşları ve bunun sanatlarına yansımalarını ele alırken Hasan Akay, okurlarını önce mevsim mevsim
bahçelerde gezdiriyor sonra metnin varoluşuna götürüyor. Türkiye'de ciddi eleştirinin varlığının ispati ve alemi olan Ömer Lekesiz, bu kez Osman Koca'nın Salaş adlı öykü kitabını merkeze aldığı yazısında bir tenkid ziyafeti veriyor. Dil yazılarıyla fikir irtifamızı yükselten D. Mehmet Doğan, "Felsefe Terimleri Gökten mi İndi?" diye sorarken düşünmeye davet ediyor okuru.
Karabatak'ın bu ayki konuğu Vesiletü'n-Necât sevgisiyle tanıdığımız Prof. Dr. Bilal Kemikli. Güzide Ertürk ve Rahşan Tekşen'in sorularını cevaplayan konuğumuz, inşa edici ve yol açıcı bir metin olarak değerlendiriyor Vesiletu'n-Necât'i. Eserin kıymetini, Süleyman Çelebi Hz'nin inancındaki samimiyetine ve Peygamber sevgisine bağlıyor. "Peygamber'i sevmek, Allah'ı sevmek için bir vasıta olarak duruyor karşımızda. Severek anlayacak, severek hayatımızı anlamlandıracağız. Anlamadan, anlamlandırmak mümkün mü? Hayır, anlamak evvel geliyor. Sanatkâr bu anlamaya katkı sunduğu oranda vazifesini ifa edecektir."
Dergimizin Projektör sayfası bu kez ışığını öykücü Leyla Polat'ın üzerine düşürüyor. Polat, "Gülmeyi becerebilen insan ağlamanın hakkını verebilir." diyerek edebiyatın özge bir siniri olduğuna işaret ediyor ironi ve mizahin.
Ali Ömer Akbulut, "Poetika", Hande Topbaş, "Gezi", Derya Özer, "Tiyatro" sayfalarına katkıda bulunmaya devam ediyor. Kitap sayfalarımızda bu defa Hayrettin Orhanoğlu, Serhat Demirel, Meryem Kılıç, Sümeyra Yaman ve Ahmet Akarsu büyüteçlerini yaklaştırıyor metinlere.
Her zaman olduğu gibi bu sayımızda da özgün şiirler, ezber bozan öyküler var. Ve tabii Sedat Gever, Ayşe Ural, Ertan Ayhan Sertöz ve Sabahattin Kayış'ın kalbe dokunan çizgileri 60. sayımızla yeniden doğarken O'nun (sav) sevgisinin terennümü olan Mevlid-i Şerif'in, alışkanlıkların ötesinde kalplerde tekrar tekrar doğmasına katkıda bulunmuş olmayı diliyoruz.
Türkçe yazmaya ve Türkçe düşünmeye devam edeceğiz inşallah.
