Sabahın olmadığı bir sevdaydı ta en başından onlarınki. Ama gecenin de söyledikleri gibi hep karanlık olmadığı, karanlığı ferah eyleyen, baştan ayrılık yazılı bir aşk, yarım kalacağını bile bile yaşadıkları bir aşk. Çıra gibi yanıyordu içi.
Çağ değişiyordu, insanlar değişiyordu, geçmiş de gelecek de sanki şimdiki zamana sıkıştırılmaya çalışılıyordu. Garip bir dönemin ilk habercisi gibiydi yaşadıkları yıllar. Öngörüleri modernite karşıtı tuhaf zamanların geleceğini söylüyordu. Görmeyi ister miydi?
Yaşananlara kimse ne doğru ne yanlış diyebilirdi. İnsana dairdi. Engel olabilir miydi, böyle bir gücü var mıydı? Vardı belki de. Ama yaşarken çektiği ıstırap da saadet duygusu da yaşanmaya değerdi.