İnsanoğlu kusursuz ve süregelen bir korku halinde hayatını sürdüremezdi, öyle değil mi? Deposuna su doldurulmuş bir araba gibi olduğu yerde kalır, aklı faaliyet göstermez ve kemikleri kaskatı kesilirdi. Sürekli sonu gelmeyen korku akıl çarpıtırdı ; beyinleri zorlar, kırılgan bir hale getirir ve parçalardı.